Bitkideki Makro Besin Elementi Azot
Besin
elementleri topraktan bitki içine çeşitli yollarla taşınır ve bunlar, bitkide
bulunuş miktarlarına göre makro besin elementleri, mikro besin elementleri ve
diğer elementler olarak ayrılırlar. Bitkinin büyüyüp gelişebilmesi için fazla
oranda ihtiyaç duyduğu besin elementlerine makro besin elementleri denir.
Bunlar karbon, hidrojen, oksijen, azot(N), fosfor(P), potasyum(K), kükürt(S),
kalsiyum(Ca) ve magnezyumdur(Mg). Karbon, tüm organik bileşenlerin yapıtaşıdır
ve birincil kaynağı havadaki karbondioksittir, bitkilerdeki konsantrasyonu %15
kadardır. Hidrojen ve Oksijen elementleri ise ana yapısal bileşikleri
oluşturur. Bitkilerdeki konsantrasyonları ise oksijende %13, Hidrojende ise %6
kadardır.
Birincil makro
besin elementlerimiz azot(N), fosfor(P) ve potasyumdur(K), bunlar çoğunlukla
topraktan alınırlar. Besin elementlerinin her birinin ayrı işlevi vardır. Bu
yazımızda azot hakkında bilmemiz gerekenleri açıklamaya çalışacağız.
Azot Nedir? Toprakta Azotun Kaynakları ve Kayıpları Nelerdir?
Azot,
bitkilerin büyüme ve gelişmesi için mutlak gerekli olan bir makro elementtir.
Bitkiler, azotun büyük kısmını fotosentez amaçlı kullanır. Bitkiler, ihtiyaç
duydukları azotun büyük kısmını nitrat ve amonyum şeklinde alırlar. Azot hangi formda alınırsa alınsın, bitki
kökleri tarafından mutlaka nitrata dönüştürülür. Bu formların alımı
yetiştirilen bitkilere ve toprak şartları gibi koşullara göre değişir. Mesela
çayır bitkileri ve orman ağaçları azotu daha çok nitrat formunda severler,
nitrat şeklindeki azot formundan daha fazla yararlanırlar.
Toprakta
azot, organik madde ya da inorganik gübreler, yağış ve biyolojik azot
fiksasyonu ile kazandırılır. Azotu erozyon, bitki hasatları, toprakta
yıkanmalar ve gaz şeklinde topraktan kaybedebiliriz.
Hangi Azot Formuna Sahip Gübreleri Kullanmalıyız?
Bu sorunun
cevabı birçok şarta bağlı olsa da nitrat ve amonyum formundaki azotu
değerlendirelim.
Toprak,
asitli bir yapıya sahipse (pH düşük ise) nitrat daha fazla ve hızlı bir şekilde
alınırken, yüksek pH’lı topraklarda
nitrat alımı azalır.
Düşük
sıcaklıklarda ise iki form da daha az alınsa da amonyum, nitrattan daha hızlı
alınır. Bu nedenle serin iklim bölgelerinde amonyum formundaki gübrelerin
uygulanması önerilir.
Atmosferdeki Azot Gazı Bitkiye Nasıl Yararlı Olarak Geçer?
Baklagil
bitkileri ve onların dışındaki bazı bitkilerin köklerinde yaşayan
mikroorganizmaların azotu bağlamasıyla, toprakta serbest halde bulunan
mikroorganizmaların azotu bağlamasıyla, atmosferdeki şimşek gibi elektriksel
boşalmalar ve yağışlarla ve son olarak da yapay gübreler ile bitkiye yararlı
hale geçer.
Azot Diğer Besin Elementlerinin Alımını Etkiler mi?
Bir besin
elementi, diğerlerinin alımında hiçbir etkide bulunmayabilir, engelleyebilir ya
da arttırabilir. Bu durum toprağın pH’sına da bağlıdır.
Azot ile
fosfor-potasyum arasındaki ilişki pozitiftir. Yani bu elementlerin
alınabilirliğini kolaylaştırdığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte 2000
yılında yapılan bir denemede toprağa artan dozlarda azot uygulanmış. Uygulanan
bu azot fosfor ve potasyumun yanında kalsiyum, magnezyum ve kükürt alımında da
olumlu sonuçlar vermiştir. Amonyum şeklindeki azot formu mikro element alımını
arttırırken nitrat şeklindeki azot uygulamaları pH’nın yükselmesine bağlı
olarak ilgili elementlerin alımını azaltabiliyor.
Azot Eksikliğinde Bitkilerde Neler Görülür?
Azot noksanlığında ortaya çıkan belirtiler önce yaşlı yapraklarda görülür, daha sonra genç yapraklara doğru ilerler. Azot eksikliğinde görülecek belirtileri maddeler halinde açıklayalım.
Yapraklarda eşit bir şekilde, aşağıdan yukarıya doğru sararma görülür ve sonunda dökülür. Azot stresinin şiddetli yaşandığı durumlarda yapraklar ölür. Yaşlı yapraklar dar, kısa ve sarı renkte olur. Sararma(kloroz) ilk önce yaşlı yapraklarda görülür. Genç yapraklar küçük ve ensiz olur. Bazen yaprakların tümünde açık yeşil renk, yaprak uçlarında ise sararma görülebilir.
Bitkinin
gövdesi kısalır, sürgünler ince kalır hatta sürgün oluşumu geriler, bitkide
zayıf gelişme görülür ve bitkinin büyümesi yavaşlar.
Bitkide
çiçek oluşturma zayıflaşır, çiçek sayıları azalır, oluşan çiçeklerin ise
renkleri bozuk, boyutu küçük olur. Buna bağlı olarak tohum ve meyve azalır.
Azot
eksikliğinde bitki erken dönemde üreme faaliyetine geçeceği için erken
olgunlaşma görülür ve ürün miktarında büyük ölçüde düşüş görülür.
Azot Fazlalığında Bitkilerde Neler Görülür?
Bu durum bitkiden bitkiye değişiklik gösterir. Her bitkinin ihtiyaç duyduğu besin elementi miktarı farklıdır. Azotu fazla verdiğimizde başlangıçta bitkilerin genel olarak iyi göründüğünü fakat sonunda ürün miktarımızın az olduğunu anlarız. Azot fazlalığı hangi bitkilerde ne gibi etkiler yaratıyor, örnek vererek açıklayalım.
Öncelikle
azot, bitkinin yaprak ve gövdeleri gibi vejetatif organlarını geliştirir. Azot
fazlalığı ile tane ve meyve verimleri büyük ölçüde azalır.
Uygulanan
fazla azot bitkide yatmaya yol açar ve bitkilerin kırılmasını kolaylaştırır.
Bitkilerde
şeker oluşumu etkilenir. Mesela şeker pancarında fazla azotlu gübre kullanımı
pancar yumrusu yerine yaprak oluşumuna sebep olur, bu şekilde pancarın
kalitesinde düşüş görülür.
Tahıllarda
ise tanedeki azot artar, bu durum nişastanın azalmasına neden olur ve besin
değerini düşürür. Küçük tane oluşumuna neden olacaktır.
Meyve ve
sebzelerde aşırı azot kullanımı sonucu amid birikimi olur. Bu durumda da
meyvelerde, sebzelerde ekşi bir tat oluşur.
Uygulanan fazla azot, hasat zamanını geciktirir, aynı zamanda meyvelerin olgunluk dönemini de uzatır.
Fazla azot,
pamuk gibi lif bitkilerinde, ürün miktarını arttırsa da lif oranını düşürür.
Kenevir bitkisinde fazla azot lif hücrelerinin ince duvarlı olmasına ve lifin
kırılmaya karşı dayanıklılığının azalmasına neden olur.
Bitkilerin yaprak rengi koyu yeşil bir hal alır. Yapraklardaki su içeriğinde artış gözlenir. Bu durumda azot fazlalığı yaşayan bitki böcek, hastalık ve don gibi zararlara karşı hassaslaşır.
Amonyum azotu ile çok fazla beslenme sonucunda bitkilerdeki iletim dokular parçalanır, bitki su alamaz hale gelir. Aynı zamanda kalsiyum gibi taşınması suya bağlı olan bazı elementlerde de noksanlıklar görülmeye başlar ve çiçek burnu çürüklüğü dediğimiz sorun oluşur. Domates ve biber bitkilerindeki amonyum fazlalığında ise meyve tutumunda azalma görülür.
Written by
Eda VANLIOĞLU
Ziraat MühendisiBreedsMore
IllnessesMore
Forage cropsMore
- Патологическая физиология голодания Arina TARAN
- Дефицит фосфора (гипофосфатемия) Hipofosfatemi Arina TARAN
- Какие бывают кормораздатчики для ферм КРС? Irina Makarova
- Кормушки для овец Diana Myakisheva
- Питание домашних коз: что едят, виды корма и правила кормления Alina Arslantürk
- Важность минералов питании сельскохозяйственных животных Irina Makarova