Kayısı Yetiştiriciliği ve Önemi


Kayısı Yetiştiriciliğinin Tarihi Geçmişi...
Eski çağlardan beri yetiştiriciliği yapılan Kayısının anavatanı, Türkistan’dan Batı Çin’e kadar uzanmaktadır. Kayısı, coğrafi olarak dünyanın hemen hemen her yerinde yetiştirilse de daha çok Akdeniz’e yakın olan ülkelerde Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarında yetiştirilmektedir.

Dünya kuru kayısı üretiminde birinci sırada yer alan Türkiye kayısı gen kaynakları bakımından büyük bir potansiyele sahiptir. Ülkemizde çok yağışlı Karadeniz bölgesi hariç hemen hemen her yerde kayısı ağacına rastlanmakla birlikte kurutmalık kayısı üretimi daha çok Malatya, Elazığ (Baskil), Kahramanmaraş (Elbistan) ve Sivas (Gürün) illerinde, sofralık kayısı üretimi ise Mersin, Iğdır, Hatay ve Antalya illerinde yapılmaktadır. 2018 yılı TÜİK verilerine göre ülkemiz kayısı üretiminin %54’ünü Malatya, %12’sini Mersin, %7’sini Elazığ, %5’ini Iğdır, %4’ünü Hatay ile Kahramanmaraş ve %15’ini ise diğer iller karşılamaktadır. 

Dünya’da üretilen kayısının önemli bir bölümü sofralık olarak tüketilmektedir. Ancak kayısıda hasat döneminin kısa olması ve taze kayısının çabuk bozulması nedeni ile kayısı daha çok kurutularak veya işlenerek değerlendirilmektedir. Kayısı dondurularak, konserve yapılarak, nektarı çıkarılarak reçel, marmelat, jöle ve krema yapılarak şekerleme, likör, pasta, yoğurt ve dondurma sanayinde kullanılmaktadır. Kayısı çekirdeklerinden tatlı olanları çerez olarak tüketilmekte, acı olanları ise kozmetik sanayinde hammadde olarak değerlendirilmektedir.

Kayısı Yetiştiriciliğinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar Nelerdir?
  • Hangi hava şartları yetiştiricilik için daha uygun olduğu,
  • Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan kayısı çeşitlerini ve kullanılan anaçları,
  • Hangi toprak yapısında daha verimli yetiştiricilik yapılabileceği,
  • Kayısı ağaçlarında hangi budamanın ne zaman yapılacağını,
  • Toprak işleme işleminin ne derece önemli olduğunu,
  • Gübreleme ve sulamayı en verimli nasıl yapmamız gerektiğini,
  • Kayısı hasadında nelere dikkat etmemiz gerektiği, bilmemiz gereken konulardır.

Kayısı yetiştiriciliği; kışları genelde  soğuk, yazları sıcak ve kuru geçen ikim bölgelerinde iyi yetişir. Kayısılarda, sürgün ve çiçek tomurcuklarının kış dinlenmesinden çıkabilmesi için belirli bir soğuklama süresine ihtiyaç duyarlar. Soğuklama ihtiyacı karşılanmayan ağaçların çiçek tomurcukları dökülür ve yaprak tomurcuklarında düzensiz uyanma görülür. Kayısı çeşitleri seçilirken ve bir bölgeden başka bir bölgeye kayısı çeşidi götürülürken, soğuklama ihtiyacını karşılayıp karşılamayacağı önceden bilinmelidir.

Soğuklanma İhtiyacı Ne Demek?

Bitkilerin iyi tomurcuklanması ve verim verebilmesi için belli aralıkta düşük sıcaklık değerleri altında geçirmesi gereken süredir. Bazı kayısı çeşitlerinin soğuklanma süresilerini aşağıdaki tabloda inceleyebilirsiniz.


Kayısı Çeşidi                      Kullanım AlanıSoğuklanma İsteği (saat)
HasanbeySofralık950-1600
TokaloğluSofralık1230
HacıhaliloğluKurutmalık850-1000
ÇöloğluKurutmalık830-1000
ŞekerpareSofralık950
ŞalakKurutmalık800-975


Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerde soğuklama ihtiyacı kısa olan çeşitler seçilmelidir. Kurutmalık kayısı çeşitleri, sofralık ve turfanda çeşitlere göre daha uzun soğuklama sürelerine ihtiyaç duyarlar. 

Kayısı Ağacı Ne Tür Topraklardan Hoşlanır?

Taban ve nemli topraklarda yetiştirilen kayısı ağaçlarının meyveleri sulu, iri ve kuru madde miktarı düşük olduğundan bu topraklarda yetiştirilen çeşitler sofralık olarak kullanılmaya daha uygundur. Buna karşılık kıraç topraklarda yetiştirilen kayısı ağaçlarının meyveleri küçük olup yüksek kuru madde ve düşük su içeriğine sahip olduklarından bu gibi çeşitler daha çok kurutmalık olarak değerlendirilir.

Meyve ağaçları tınlı, kumlu-tınlı ve tınlı-kireçli topraklardan hoşlanır. Kökleri derine ineceğinden dolayı taban suyunun en az 2–4 m. derinlikte olması gerekir. Aksi takdirde ağaç kökleri havasızlıktan zarar görür ve zamk hastalığına yakalanırlar. Taban suyu yüksek olan arazilerde mutlaka drenaj hendekleri açılmalıdır.


Kayısı Yetiştiriciliğinde Toprak İşleme Nasıl Yapılmalı?

Kayısı bahçelerinde sonbahar mevsiminde toprak 15-20 cm. derinliğinde köklere zarar vermemeye dikkat ederek sürüm yapılması faydalı olur. Çünkü toprağı işlenmiş kayısı bahçeleri kışın yağan yağmur ve kar sularını daha iyi tuttuğundan ağaçlar sağlıklı ve verimli olur. Çiçeklenme veya küçük meyve döneminde yapılan toprak işlemelerinde kök zararlanmasına bağlı olarak çiçek ve meyve dökümü artabilir. Bu nedenle bu devrede toprak işlenmeden kaçınılmalıdır.

Kayısı Yetiştiriciliğinde Bahçe Seçimi Nasıl Yapılır?

Kayısı ağaçları ilkbahar geç donlarından zarar gördüğü için, bahçe yeri seçiminde soğuk havanın oturduğu ova ve çukur yerlerden ziyade sırt ve yamaç yerler tercih edilmelidir. Kayısı ağaçlarının alt dalları ile vadi tabanında bulunan ağaçlar dondan daha fazla zarar görmektedir.

İlkbaharın Geç Donlarından Kayısı Ağaçlarımızı Nasıl Koruyabiliriz?
  • Soğuk havanın yoğunlaştığı vadi ve çukur gibi alanlar tercih edilmemeli,
  • Aşırı ve geç sulamalar yapılmamalı,
  • Donlara dayanıklı geç çiçek açan ve kış dinlenmesi uzun olan çeşitler tercih edilmeli,
  • Aşırı azotlu gübrelemeler yapılmamalı,
  • Çiçeklenmeyi geciktirici hormonlar kullanılmalı,
  • Don riski olan bölgelerde ağaçlar mümkün oldukça yüksekten taçlandırılmalıdır (şekil verilmeli).
Kayısı Yetiştiriciliğinde Sulama İşlemi Nasıl Olmalı?

Sulama sayısı ve zamanı üzerine toprak ve iklim şartları, sulama sırasında verilen su miktarı, arazinin eğimi ve ağaçta ki ürün miktarı etkilidir. Derin killi ve ağır topraklara daha seyrek, az derin kumlu ve süzek topraklara daha sık su verilir. Ağaçtaki meyve miktarının artması, hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi durumunda sulama sayılarının mutlaka artırılması gerekir.


Hava sıcaklıklarının yüksek seyrettiği dönemde; sulama erken bitirilirse kayısı ağaçlarında çiçek tomurcukları gelişmesini tamamlayamamakta, ertesi ilkbaharda açan çiçek sayısı azalmakta, çiçek ve meyve dökümü artmaktadır. Taban suyu yüksek, ağır killi topraklarda kayısı ağaçlarına fazla su verildiğinde ağaçlar zamk çıkarır, yapraklar küçülür, sararır ve zamanla kurur. Fakat su tutmayan kumlu topraklarda fazla su meyve iriliğinin artmasına, kuru madde miktarının azalmasına neden olur.

Kayısı Yetiştiriciliğinde İyi Bir Gübreleme Nasıl Olmalı?

Kayısı bahçelerinde iyi bir gübreleme işlemi, doğru yapılmış toprak tahlil sonuçlarına göre yapılmalı. İşgücü ve maliyetleri düşürmek için gübreleme uygulamalarını damlama sulama sistemi yaparak daha ekonomik şekilde yapabiliriz. 

Salma sulama yapılan yerlerde azotlu gübrelerin 2/3’ü ilkbaharda çiçeklenmeden 15–20 gün önce, geriye kalan 1/3 lük bölümü ise hasattan 1-1.5 ay önce (çekirdeğin sertleşip siyah renk aldığı dönem) verilmelidir. Fosforlu ve potaslı gübrelerin bitkiler tarafından alınabilmesi için toprağa verildikten sonra 2,5–3 aylık bir sürenin geçmesi gerekir. Fosforlu ve potaslı gübreler sonbaharda kayısı ağaçları yaprağını döktüğü dönemde verilmelidir.


Çiftlik gübreleri de sonbahar mevsiminde fosforlu ve potaslı gübreler ile birlikte verilir.

Kayısı Yetiştiriciliğinde Budama Nasıl Yapılmalı?

Kayısı fidanlarının dikim işlemi yapılmadan önce dikim budaması adı verilen işlem uygulanmalıdır. Bu işlem ile birlikte köklerdeki yaralı, çürümüş ya da birbiri içerisine geçmiş olan kökler alınır.

İkinci budama ise şeklinin düzeltilmesi amacıyla uygulanmaktadır. Ağaçların kontrollü bir şekilde büyümesi ve mahsullerin rahat bir şekilde toplanabilmesi için ağacın budama ile belirli şekillere sokulması gerekir.


Budamanın son aşaması ise mahsul budamasıdır. Normal şartlarda kayısı ağacı mahsul vermeye yaklaşmışsa budama yapılmaz. Ancak hastalıklı ya da kırılmış bölgeler varsa ya da tek bir dal çok yüksek miktarda güneş ışınlarını kesiyorsa böyle durumlarda budama işlemi uygulanabilmektedir.

Kayısılarda Seyreltme İşlemi Neden Yapılır?

Kayısılarda seyreltme sofralık olanlarda yapılır. En iyi seyreltme zamanı çekirdeğin sertleşmeye başladığı zamandır. Seyreltme sırasında küçük meyveler koparılmalı, büyük olanlar bırakılmalı ve 4-8 cm mesafe ile seyreltilmelidir.

Kayısı Yetiştiriciliğinde Hasat Nasıl Olmalı?

Kayısı meyvelerinin tümü ağaç üzerinde aynı zamanda olgunlaşmadığından hasat kademeli olarak yapılır. Ağaçta önce üst dallardaki meyveler, sonra orta dallardaki, en son ise alt dallardaki meyveler olgunlaşır. Hasat da bu olgunlaşma sırasına göre normal olarak üç defada yapılır.

Kayısıda olgunlaşma meyvenin uç kısmında başlar. Genel olarak hasat zamanı meyvenin daldan kolay kopması, kabuk yüzeyinin ¾’nün saman sarısı ve meyve etinin ½’sinin sarı renge dönmesi ile anlaşılır.


Sofralık kayısılarda hasat zamanı belirlenirken kayısıların gönderileceği pazarın uzaklık durumu ve tüketim süresi göz önünde tutulmalıdır. Hasat sırasında sofralık kayısıların meyve eti parmakla basıldığında ezilmemeli fakat yeşil meyve rengi kayısıya özgü sarı renge dönmüş olmalıdır. Sofralık kayısılar erken hasat edilirse yeterince tatlanmaz, renk ve aroma bakımından geri kalır. Hasat geciktirilirse olgunlaşma ilerleyeceğinden hasat ve taşıma sırasında meyveler çabuk olarak bozulur ve pazarda bekleme süresi kısalır. Genel olarak sofralık ve konservelik kayısılar sert olgun, kurutmalık kayısılar tam olgun, yakın pazara gönderilecek kayısılar ise bu iki olgunluk derecesi arasında hasat edilir. 

Kayısı Yetiştiriciliğinde Tercih Edilen Anaçlar Hangileridir?
  • Zerdali,
  • Myrobolan 29 C,
  • Pixy anaçları tercih edilmektedir.
Kayısı Yetiştiriciliğinde Hangi Hastalık ve Zararlılarla Mücadele Edilir?

Kayısılarda görülen Monilya ve Yaprakdelen (Çil) hastalıkları yetiştiricilikte en büyük problemdir. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde yüksek verim kayıpları oluşmaktadır.

Kayısı Yetiştiriciliğinde Monilya Hastalığı Nasıl Olur?

Mantari bir hastalık olan monilya, kayısıcılık yapılan tüm bölgelerde görülmektedir. Hastalık; çiçek, çiçek sapı, meyve ve sürgünlerde zarar meydana getirmektedir. Hastalığın ilk belirtileri; çiçeklenmeden hemen sonra çiçeğin taç yaprakları üzerinde başlangıçta yağ lekesi şeklinde ortaya çıkar, zamanla çiçeğin tümü hastalanarak kahverengine dönüşür ve bu kuruyan çiçekler genellikle dalda uzun süre asılı olarak kalır. Hastalık çiçek sapından dala geçer. Hastalanan dalın kabuğu altında kahverengi lekeler oluşur ve bir süre sonra dal tamamen kurur.


Monilya İle Mücadele Nasıl Yapılır?

  • Kış döneminde dallarda asılı kalan ya da yerlere dökülmüş hastalıklı meyveler toplanıp imha edilmeli,
  • İlaçlı mücadele için;
    1.İlaçlaması, ağaçlarda %5-10 çiçeklenme döneminde
    2.İlaçlaması, çiçeklenmenin %90-100 olduğu dönemde olmak üzere iki ilaçlama yeterlidir.

Zirai ilaçlama da kullanılacak ilaç tavsiyesi için İl veya İlçe Tarım Müdürlüklerinden destek alabilirsiniz.

Kayısılarda Yaprak Delen (Çil) Hastalığı ve Mücadelesi Neden Önemli?

Kayısı yetiştiriciliği yapılan bölgelerde; nem ve sıcaklık değerleri açısından  değişiklik gösteren bir mevsim yaşanması  kayısı meyvelerinde görülen çil hastalığının (yaprak delen)  oluşmasına zemindir. 


Hastalık, yapraklar üzerinde yuvarlak, küçük, kırmızı lekeler şeklinde görülür. Daha sonra bu lekeler büyür ve ortaları kuruyarak, dökülür ve tipik hastalık delikleri meydana gelir. Yapraklarda saçma ile delinmiş gibi bir görünüm meydana gelir. Fazla zarar görmüş yapraklar, dökülür ve ağaçlar yapraksız kalabilir. Yapraklarda ilk görülen bu yuvarlak lekelerin kenarları, koyu kırmızımtrak; orta kısımları ise daha açık renktedir.

Meyve üzerindeki lekeler ise fazlalaştığı zaman meyve yüzeyini kapsayabilir. Böyle durumlar da meyve fazla büyümez. Lekelerin orta kısmı koyu renk olup çöküktür.

Kayısılarda Yaprak Delen (Çil) Hastalığı İle Mücadele Nasıl Yapılmalı?

  • Sürgün ve dallardaki yaralar ile hastalıklı tomurcuklar, hastalığın bulaşması için ilk kaynaktır. Bu nedenle, hastalıklı ve yaralı tomurcuk ile dal ve sürgünler budanarak bahçeden uzaklaştırılmalıdır,
  • Zirai ilaçlamada ise;
    1.İlaçlama zamanı, sonbaharda yaprak dökümünden hemen sonra,
    2.İlçlama zamanı, ilkbaharda çiçek tomurcukları açılmadan hemen önce yapılmalıdır.

BOL BEREKETLİ BİR SEZON GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE.

Kaynakça
turktob.org.tr
zmo.org.tr
tarimorman.gov.tr


Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.