Rumen Asidozu-Arpalama- Hamurlama


Rumen Asidozu, geviş getiren hayvanların ( sığır, koyun, keçi vb.) işkembesinde farklı sebeplerden dolayı asitlik seviyesinin ve emilimin artmasıyla hayvanda çok ciddi genel durum bozukluğuna sebep olan beslenmeye bağlı bir bozukluktur. Özellikle besi ve süt işletmelerinde sık sık gözlenebilen bu durum hastalık belirtileri geçtikten sonra da farklı hastalıklara davetiye çıkaran dikkat edilmesi gereken bir durumdur.

  1. Rumen Asidozuna neler sebep olur?
  2.  Rumen Asidozunun belirtileri nelerdir?
  3. Tedavi ve koruyucu olarak neler yapılmalı ?
  4. Rumen Asidozu sonrasında görülebilecek hastalıklar nelerdir ?

 1. Rumen Asidozuna Neler Sebep Olur ?

  • Hayvanların yediği tane yemlerin gereğinden fazla olması, işkembedeki sindirim sonucunda açığa çıkan asitlik değerini yükselerek pH değerini düşürmektedir. Asidozun saha şartlarında en çok karşılaşılan sebebi fazla miktarda tane yem verilmesidir. Buna sebep olacak en önemli olay hayvanların kapalı tutuldukları yerden kaçarak ambara veya yem çuvallarının olduğu bölgeye giderek fazla miktarda tane yem yemesidir.
  • Hayvanlara yeterli miktarda tane yem verilmesine rağmen yetersiz düzeyde kaba yem verilmesi sonucunda hayvanlar az sayıda geviş getirirler ve az miktarda tükürük üretirler. Tükürük alkali dediğimiz antiasit özelliğindeki bir sıvıdır ve işkembenin normal pH değerinin korunmasında önemli bir rolü vardır. Yeterli miktarda kaba yem tüketmeyen hayvanlar daha az geviş getirip daha az tükürük üreteceği için işkembedeki asitlik seviyesi yükselecektir.
  • Tane yemin içeriği asidoz oluşmasında etkili bir faktördür. Buğday, arpa, tritikale gibi sindirim sisteminde hızlı çözünen tane yemlerin gereğinden fazla ve dikkatsiz kullanılması, hayvanın asidoz olma riskini artırmaktadır. Bu hammdelerin içinde en riskli olan buğdaydır. Bu yüzden buğday kullanılırken dikkatli olunmalıdır.( Konunun bu bölümünde genel olarak yetiştiriciler tarafından farklı yorumlar çıkarabilir. Arpa, buğday, tritikale gibi buğdaygiller çok değerli hammaddelerdir, bu hammaddeler asidoz riski taşıyor düşüncesiyle yetiştiriciler tarafından bazen uzak durulmaya çalışılır. Bu hammaddeler bilinçli ve etkin bir kaba yem eşliğinde çok rahatlıkla tüm hayvan türlerinde kullanılabilir. Özellikle arpa, et yönlü beslenen hayvanların rasyonunun olmazsa olmazıdır denilebilir).
  • Yemlerin parça ve işleme metotları işkembe sağlığı açısından önem taşır. Tane yemlerin ezme/parçalama işleminde gereğinden fazla öğütülmesi işkembede hızlı sindirimine ve fazla asit üretiminin artmasına sebep olacaktır. Kaba yemlerin ise gereğinden fazla küçültülmesi geviş getirme aktivitesini azaltmaktadır.

  • Rasyonun nem içeriğinin gereğinden fazla olması tükürük üretimini baskılayacağı için pancar posası, mısır slajı gibi sulu kaba yemlerin çok fazla miktarda kullanılması,
  •  Uzun süre aç kalan hayvanlara ani şekilde, fazla miktarda tane yemin verilmesi,
  •  Bir ve iki öğünde beslenme yapılması ve bunla birlikte öğün beslemesi yapılan işletmelerde ilk olarak tane yemlerin yedirilmesi,
  •  Hasat edilmiş anız tarlalarına, hayvanların aç olarak otlatılmaya çıkarılması asidoza sebep olan faktörlerdir.
  •  Rasyonda yoğun miktarda yağ ihtiva eden ürünlerin kullanılması kaba yem sindirimini azaltacağından hayvanın yeterli geviş getirmesini engelleyecektir. 

 2. Rumen Asidozunun Belirtileri Nelerdir ?

Asidoz hafif, orta ve şiddetli olarak 3 formda sınıflandırılır.

Hafif form; geçici olarak iştahsızlık, geviş getirmenin azalması, süt miktarının ve süt yağı oranının azalması, dışkının renginin gri, kıvamının ise yumuşak olduğu görülür. Vücut sıcaklığı normal ve genel durumu hafif bozuktur. Hastalığın bu formu subklinik (gizli) ve kronik olarak şekillenir.

Orta derecedeki form;  hızlı ve fazla yem alım durumundan 12-24 saat sonra ortaya çıkar. Hayvanlar aniden yemden ve su içmekten kesilir. Süt verimi tamamen durur veya yok denecek kadar azalır. Hastalarda huzursuzluk, boş çiğneme hareketleri, kas titremeleri görülür. Hayvanlarda sürekli yatma hali ve durgunluk vardır. Vücut sıcaklığı başta normal daha sonra azalmaya başlar, solunum sayısı başta yüksek daha sonraları ise azaldığı görülmektedir. Kalp atımının dakikada 90-100 seviyelerine çıkmaktadır. Sıvı kaybından dolayı gözlerin, göz çukuruna doğru çökmüş olduğu gözlemlenir. Dışkı ilk günün sonuna dolu sulu kıvamda köpüklü ve keskin kokuludur, dışkı içinde sindirilmemiş tahıl parçaları net olarak görülür. Geviş getirme ve işkembe hareketleri tamamen durmuştur. Tedavi mutlaka yapılmalı, aksi halde ölüm kaçınılmaz olabilir.


Şiddetli form; yem alımından 6-12 saat içinde belirgin bulgular oluşmaya başlar. İshal, sersemlik ve dehidrasyon çok şiddetli derecede artmıştır. 12. saatin sonunda yatalak ve koma hali mevcuttur. Kalp ritmi çok fazla ve hissedilmeyecek şekilde olabilir.

3. Akut Rumen Asidozu Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Rumen Asidozu ani gelişen, ölümlere yol açan ve sıklıkla karşılaşılan bir hastalıktır. Bu nedenle belirtilerin görüldüğü durumlarda acilen bölgenizdeki en yakın veteriner hekime başvurmanız gerekmektedir. Bizler bu bölümde hafif seyreden formda, pratik olarak yapılabilecek uygulamaları sizlere anlatacağız. Hafif formda dahi mutlaka veteriner hekiminizle irtibat kurarak ortaklaşa hareket etmeniz gerekmektedir.

  •  Büyük baş veya küçükbaş havanlarda, bulgular görülünce yapılacak ilk iş; Sodyum Bikarbonat olarak bilinen yemek sodası( büyük başlarda 200-350 gr- koyun ve keçilerde 50-100 gr) ve beraberinde kuru ekmek mayasını ( büyükbaşlarda 100-300 gr koyun ve keçilerde 20-50 gr ) ılık içme suyunda karıştırarak hayvanlarına sonda veya şişeyle vermeleri gerekir. Bu tedavi ilk gün 2 kez, diğer günler dışkının kıvamı normale dönene kadar tekrarlanabilir.
  •  Hayvanlarınızın önlerine rahatlıkla ulaşabilecekleri kaliteli kuru ot devamlı suretle bulunmalıdır.
  •  Tane yemler ilk gün verilmemeli, dışkı normale geldikten sonra sığırlara 0.5 kg koyun ve keçilere 0.1 kg şeklinde günlük olarak artışlar yapılarak olması gereken miktara çıkılmalıdır.
  •  Hayvanların gezdirilip hareket ettirilerek sindirim sistemlerinin hızlı çalışmasına destek olunmalıdır.

4. Akut Rumen Asidozundan Korunma Yolları Nelerdir?

  • Rasyonun nişasta oranını sınırlı tutmak ve kaba yem oranını her zaman yeterli seviyelerde vermek gerekir. İşletmelerde doğumdan sonra hayvanın negatif enerji dengesinde olması sebebiyle nişasta oranı yüksek tutularak besleme yapılması gerekir. Böyle durumlarda serbest besleme yapılan işletmelerde sigorta olarak mutlaka bir köşeye rasyondan bağımsız olacak şekilde buğday veya arpa samanı bulunması gerekmektedir. Hayvanlar ilk başlarda samana ilgi gösterse de devamlı bulunması sonucunda sadece işkembelerindeki asitlik yükseldiği durumlarda saman yiyip, geviş getirerek işkembelerini rahatlatacaktır.
  • Yoğun nişastalı bir rasyona geçiş durumunda mutlaka geçiş tedrici olarak artırılarak yapılmalıdır. Sığırlarda bu miktar 0.5 kg sınırlandırılırken, koyun ve keçide ise en fazla 0.1 kg olacak şekilde artırılması gerekmektedir. Örneğin yeni aldığınız bir besi danasına vermek istediğiniz tane yem miktarı 7 kg ise bu miktara 14 gün sonunda 0.5 kg artışla ulaşılmalıdır.
  • Doğum sonrası yüksek enerjili rasyon verilmesi gereken durumda, enerjinin bir kısmının By-pass yağlardan karşılanması nişastalı yemlerin kullanılmasını azaltacaktır.
  • İşkembenin asitliğini düzenlemek için özellikle besi ve sağmal sığırların yemlerine günlük olarak tamponlayıcı maddeler mutlak suretle kullanılmalıdır. Bu maddeler sodyum bikarbonat 50-250 gr; magnezyum oksit 30-100 gr; maya ise 30-50 gr düzeylerin de kullanılmalıdır. 
  • Rasyonun toplam yağ içeriği %6-7 düzeyini geçmemelidir. Geçmesi durumunda kaba yem sindirimi düşeceği ve işkembedeki kaba yem sindirimini sağlayan yararlı bakterilerin sayısını azaltacağından rasyon yağ oranı dikkat edilmelidir.
  • Tane yemler mutlaka öğün beslemesi yapılan işletmelerde 3 öğünde verilmeli ve verilecek miktar tek seferde 4 kg’ı geçmemelidir.
  •  Özellike kuru dönemdeki sağmal inek ve düveler mutlaka doğuma 15-21 gün kala sağmal rasyonuna alıştırılmalıdır. Son 20 gün beslemesi içinde mutlaka Kuru dönem beslemesi yazımızı inceleyiniz.
  • Rasyonun nem içeriği geviş getirmede önemli olduğu için genel nem oranı %55 seviyelerini geçmemelidir.
  • Yem karma vagonlarının kullanıldığı işletmelerde kaba yemler yeterli parça büyüklüğünde olmalıdır. Bu büyüklüğün ayarlanabilmesi için karışım şeklinde olan yemler mutlaka her 15 günlük zaman aralığında yem elekleri ile ölçülerek ideal büyüklük ayarlanmalıdır.
  • Tane yemlerden arpa, buğday ve tritikale gibi buğdaygil tohumları mutlaka ezilerek veya flake tarzında verilmelidir. Kesinlikle kırma veya un tarzında öğütülmüş olmamalıdır.
  • Bazı bozuk hammaddelerden gelen toksinler işkembedeki yararlı mikroorganizmların ortamını bozacağı için Asidoz riski artacağı düşünülmektedir. Bu yüzden bozuk veya küflenmiş olarak nitelendirilen kaba ve konsantre yemler kullanılmamalıdır.

 5. Rumen Asidozu Sonucunda Oluşabilecek Diğer Hastalıklar

  •  Laminitis ( Tırnağın enfeksiyoz olmayan ve topallıkla sonuçlanan hastalığı)
  •  Rumenitis ( işkembe duvarının hasar görmesi)
  • Karaciğer apseleri
  •  Abomazoenteritis ( şırdan ve bağırsakların yangısı)
  •  CCN ( özellikle buzağılarda ve genç hayvanlarda görülen sinir sistemi hastalığı)
  •  Mastitis görülme sıklığının artması
  •  Sütte kesik olayının görülmesi
  •  İleri vakalarda yavru atmalar
  •  Kalp kası, karaciğer ve böbreklerde hasar

Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.