Soya Bitkisinin Hayvan Beslenmesindeki Yeri


Hayvan Beslenmesinde Soya Bitkisinin Önemi

Türkiye'de hayvancılık; büyükbaş ve kanatlı yetiştiriciliğindeki birçok yeni ve önemli gelişmelere rağmen; sektördeki sorunlar tam anlamıyla sona erememektedir. Hayvanların ihtiyaç duyduğu taze yem isteklerini doğrudan otlayarak gidermeleri, her bölgenin iklim, toprak, su gibi ekolojik özelliklerine bağlı olarak yılın ancak belirli zamanlarında mümkün olabilmektedir.

Silaj yapımında ülkemiz için akla gelen ilk bitki mısırdır. Bunun nedeni, kuru madde veriminin fazla olması, metabolik enerji seviyesinin yüksek olması, iyi fermente olabilmesi sayılabilir. Bunun yanında soya bitkisi de silaj yemi olarak kullanılabilmektedir. Ancak bu bitkinin tek başına silolanması birçok sorunu beraberinde getirdiği için soya+mısır silaj karışımları hayvan beslenmede rahatlıkla kullanılabilmektedir.  


Soya hayvanlara tek olarak verilirse, içeriğindeki serbest amonyak ve butirik asit seviyesinin fazla olmasından dolayı oluşan koku, hayvanlar tarafından sevilerek yenen bir yem olmasını engellemektedir. Bu kötü koku, iyi olmayan fermantasyon sonunda oluşmakta ve yemin yapışkan-çamurumsu bir şekilde görünmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle böyle kötü bir fermantasyona sahip silajlara, kolay çözülebilen karbonhidrat kaynaklarının eklenmesi mutlaka gereklidir.

Soya Bitkisinin Besin Değerleri Nasıldır?

Soya bitkisinin besin madde içeriği çiçeklenme başlangıcındaki yonca ile karşılaştırılabilir. Lezzetliliği, küflü olmadığı müddetçe bir problem yaratmamaktadır. Soya, sadece dane veya küspesi için değil aynı zamanda kaba yem olarak da ruminantlar için kullanılan önemli bir yem hammaddesidir. Laktasyondaki süt inekleri ile büyüme dönemindeki düvelere soya kuru otu veya yonca verildiğinde benzer performans göstermektedirler.


Canlıların temel besin maddelerinden yağlar ve proteini iyi düzeyde içermesi soya bitkisinin önemini arttırmaktadır. Soya bitkisi silajının yanında küspesinin değerlendirilmesi şeklinde de kullanılabilir. Dünyanın farklı bölgelerinde çiftlik hayvanlarının beslenmesi için gerekli proteinin sağlanmasında soya küspesi bolca kullanılmaktadır. Soya küspesi, soya danelerinden solvent ile ekstrasyon işlemi ile yağın çıkarılması ve daha sonra elde kalan kısmın öğütülmesinden elde edilir. Soya küspesi, hayvanların rumenlerinde yüksek seviyede parçalanabilen protein kaynağı olduğundan geviş getiren hayvanları da yaşayan rumen mikroorganizmalarına kalitesi oldukça yüksek mikrobiyal protein seviyesini artırmaya olanak sağlamaktadır.

Bunun yanında, balıkçılık sektöründe hayvan beslenmesinde iyi bir amino asit kaynağı olmasından dolayı balık ununa alternatif olarak kullanımına sıkça rastlanılmaktadır. Yem sektörü için temel protein kaynağı olduğundan tüm dünyada her gün ticareti yapılan önemli bir hammaddedir. Yem sanayisinde diğer protein kaynakları için standart olarak kullanılmaktadır.

Soyayı Silaj Olarak Verebilir Miyiz?


Soya silajı; içeriğinde hayvanlar için zararlı asitlerin bulunması ve hayvanlarının iştahla yemesini engelleyen bir kokusunun olması nedeniyle hayvanlarca tercih edilememektedir. Yüksek seviyede protein (%17–18) ve yağ içermesinden dolayı soya silajı, süt ineklerinin beslenmesinde sınırlı düzeyde kullanılmaktadır. Soya silajı için en uygun dönem, hiç yaprak kaybının olmadığı olgunluk dönemidir.

Soyanın silaj olarak değerlendirilmesinde saf olarak kullanımından ziyade bazı sıcak iklim tahıllarından mısır, sorgum veya sudan otu gibi bitkilerle karışım halinde yetiştirilmesi daha uygundur. Bunun nedeni, soya silajının saf olarak hayvanlar tarafından tercih edilmemesi, hayvanlara acı gelmesidir.

Saf olarak silajı yapıldığında pek çok olumsuz yönleri olan soya, yem karışımlarına katılarak besi hayvanları beslenmesinde rahatlıkla kullanılabilir. Silajı yanında direk taneleri yedirilerek ya da yağı alındıktan sonra kalan kısım işlenerek soya küspesi şeklinde de hayvan beslenmesinde kullanım alanına sahiptir.


Ülkemiz hayvancılık sektörünün önemli sorunları; mevcut besi hayvanları için yeterli ve dengeli beslenme sağlanamaması, hayvanların otlayacağı çayır-mera alanlarının yeterli düzeyde olmaması ve tarla bitkileri ekiliş alanları içerisinde yem bitkilerinin az yer kaplamasıdır. Yüksek adaptasyon kabiliyetine sahip baklagillerle buğdaygillerin karışık olarak yetiştirilmesi bu sorunların giderilmesinde alternatif çözüm olabilmektedir. Bu karışım sayesinde hem yüksek verim alınabilmekte hem de hayvanlar için kaliteli yem üretilmesi sağlanabilmektedir.


Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.