Türkiye Bağcılık Yetiştiriciliği ve Önemi


Türkiye, bağ alanı ve üzüm üretiminde dünyanın önemli ülkeleri arasında yer almaktadır. İklim koşullarının ve yetiştirme şartlarının uygunluğu nedeniyle bağcılık ülke genelinde birçok üreticinin geçim kaynağı oluşturmaktadır. 2012 yılı verilerine göre Türkiye, bağ alanlarında dünya genelinde 5. sırada, üzüm üretimde ise 6. sırada yer almaktadır. İstatistiki veriler 1990- 2013 yılları arasında Türkiye’nin sahip olduğu bağ alanlarında yaklaşık %20’lik bir azalma olduğunu göstermektedir. Türkiye bağcılığında en fazla üretim alanına sahip bölge %35’lik pay ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir. Ülke genelinde bağ alanı açısından en büyük payı ise %29 ile Manisa ili almaktadır.

Anadolu, asmanın anavatanı olarak bilinen bölgeler içerisinde yer alan, hem çeşit zenginliğine, hem de geniş bağ alanlarına sahip önemli bağcılık merkezlerinden birisidir. Asma, dünya üzerinde kültürü yapılan en eski meyve türlerindendir.

Bağcılık Türkiye İçin Önemli Bir Tarımsal Faaliyet Alanıdır. Neden?
  • Türkiye, Akdeniz ve Yakındoğu gen merkezlerinin kesiştiği alanda yer alır,

    • Anadolu, asmanın ve bağcılık kültürünün kökeni olan türün (Vitis sylvestris) en önemli gen merkezlerinden biridir,

    • Bağcılık ve şarap kültürünün ana vatanıdır,

    • Coğrafya ve iklim özellikleri bağcılık için son derece elverişli ve farklı imkanlar sunmaktadır.

      Yalnızca Doğu Anadolu’nun çok yüksek alanları ve yıllık ortalama yağışın 900 mm’nin üzerinde olduğu Doğu Karadeniz bölgesinde bağcılık faaliyeti son derece sınırlıdır.


      Bağcılık Yapacaksak Neleri Bilmemiz Gerekir ?

        • Bağ tesisinde en önemli aşamalardan birisini anaç ve çeşit seçimi oluşturmaktadır. Başlangıçta anaç ve çeşit, ne kadar isabetli ve uygun seçilirse başarı oranı da o kadar fazla olur,
        • Asma çok yıllık bir bitkidir, iyi bir bakım yapılırsa 40-50 yıl boyunca ekonomik olarak faydalanabiliriz,
        • Genelde asma, bazı yüzlek ( derin olmayan) köklü anaçlar dışında, kökleri derine giden bir bitkidir ve bu nedenle yağışı az olan yerlerde de yetiştirilebilir,
        • Yılık yağış ortalaması 500 mm. olan bölgelerde sulama olmaksızın bağcılık yapılabilir,
        • Asma için en uygun topraklar tınlı topraklardır,
        • Asma fidanları ilkbaharda veya sonbaharda dikilebilir. İklimi çok sert geçen yerlerde ilkbahar dikimi, iklimi ılık geçen yerlerde ise sonbahar dikimi yapmak daha uygundur.
        Bağ Kurulması Aşamasında Seçilecek Üzüm Çeşitlerinde Hangi Özellikler Olmalıdır?
        • Seçilen çeşit iklim istekleri yönünden yörenin iklimine uygun olmalı,
        • Yörede ekonomik olarak tercih edilen çeşitler olmalı,
        • Seçilen çeşit, üretim amacına uygun olmalı, (sofralık, şaraplık, şıralık ve kurutmalık)
        • Döllenme biyolojisi yönünden seçilen çeşitler birbirine uygun olmalıdır.

        Sofralık bazı üzüm çeşitlerimiz;  Alfans lavella, Cordinal, Trakya ilkeren, Mevlana, Pembe gemre, Müşküle, Yalova incisi, Hafızali, Çavuş, Gül üzümü, Parmak

        Şaraplık bazı üzüm çeşitlerimiz; Chardannay, Macabeau, Bornova misketi, Syrah

        Şıralık bazı üzüm çeşitlerimiz; Kırıkkale hasandede, Azezi, Çiloreş, Kabarcık, Tahannebi, Hatun parmağı, Boğaz kere, Hönüsi 

        Kurutmalık bazı üzüm çeşitlerimiz; Sultani çekirdeksiz, Besni, Kuş üzümü, Akdimrit, Karadimdit


        Bağcılıkta Çeşit ve Anaç Seçimi

        Çeşit seçimi; filokserasız bölgelerde sadece yetiştirilecek üzüm çeşidinin, filoksera ile bulaşık bölgelerde ise çeşitle beraber anacında bölgenin iklim ve toprak özelliklerine uyması demektir.


        Asma Fidanları Dikimini Ne Zaman ve Nasıl Olmalıdır?
        • Asma fidanları ilkbaharda veya sonbaharda dikilebilir. İklimi çok sert geçen yerlerde ilkbahar dikimi, iklimi ılık geçen yerlerde ise sonbahar dikimi yapmak daha uygundur,
        • Yeni bir tesiste asmalara verilecek aralık ve mesafeler seçilen çeşide ve gelişme durumuna, anaca, iklim ve toprak faktörlerine, toprağın işlenme durumuna, uygulanacak terbiye sistemine bağlı olarak tespit edilir,
        • Taban topraklarda yetiştirilen kuvvetli çeşitler için omca başına 9-10 m2 gibi (3x3 m) geniş alanlar gerekli iken, zayıf topraklar ve zayıf çeşitler için 4-5 m2 ’lik (2x2 m, 2.5x2.5 m) sahalar yeterli olmaktadır,


        Dikim öncesi arazide işaretleme yaparak, omcaların (üzerinden salkımlar halinde üzüm alınan bitkiye asma denir. Ayrıca omcabağ kütüğü de denir.) geleceği yerleri düzgün olarak tespit etmek ve sıraları muntazam olarak oluşturmak gereklidir. Sonra işaretlenen yerlere 40-50 cm derinliğinde, 30-35 cm genişliğinde çukurlar açılır. Daha sonra dikilecek fidanlara kök tuvaleti yapılarak, çukurlara düzgün bir şekilde dikimi gerçekleştirilir. Dikimden sonra can suyu verilmelidir. 

        Asmalara verilen şekiller, fidan dikim veya aşı yılından başlayarak asmanın gelişme devresi olan 3-5 yıl içinde tamamlanır. Terbiye şekli, baştan belirlenmeli ve ilk yıldan başlanarak doğru bir şekilde oluşturulmalıdır. Asmalara farklı şekiller verilebilmektedir. Bunun amacı; asmaları çevrenin olumlu etkilerinden en fazla, olumsuz etkilerinden en az şekilde etkilenmelerini sağlamaktır. 

        Asmalarda Budama Nasıl Yapılmalı?

        Asmada budama her yıl mutlaka yapılması gereken önemli kültürel bir işlemdir. Bağcılıkta budama yöntemleri yapıldığı zamana göre ikiye ayrılır;

        Kış (ürün) Budaması
        Uygun terbiye sistemlerinin oluşturulmasından sonra, omcalar üzerinde her yıl dinlenme döneminde yapılan budamadır. Omcalar üzerinde verimli bir yaşlı dal sayısının ve bunların uzunluğunun, dolayısıyla verimli kış gözü sayısının düzenlendiği bu budama ile, fizyolojik denge gözetilerek omcaların kapasitelerinden en yüksek düzeyde yararlanılması amaçlanmalıdır. Kış budaması, sonbaharda yaprak dökümü ile ilkbaharda gözlerin sürmek üzere olduğu dönem arasında yapılır.

        Kış budamasındaki amaç;
        Büyüme ve gelişme ile verimlilik arasındaki dengenin kurulması,
        Omcalara verilen terbiye şeklinin geliştirilerek korunması,
        Sofralık ve bazen de kurutmalık üzüm yetiştiriciliğinde, kalitenin arttırılması için sıkça başvurulan salkım seyreltmeye duyulan ihtiyacın ortadan kaldırılmasıdır.

        Yaz (yeşil) Budaması
        Verim devresindeki asmaların vejetasyon dönemi içinde yeni gelişen vejetatif ve generatif organlarında yapılan budamaların ve budama benzeri ayıklamaların tümüne yaz budaması veya yeşil budama denir.

        Yaz budamasının amaçları ve yapılış şekilleri; 
        Renklemenin artırılması:
        Renklenme sorunu olan yöre ve çeşitlerde salkım bölgesindeki yapraklar çıkarılarak, daha iyi güneşlenme sağlanır, bu yolla tanenin çeşide has rengi alması mümkün olur.
        Güneş yanıklığını engellemesi: Güneş yanıklığına hassas çeşitlerde salkımın gölgelenerek güneşten korunması, uç alma ile sağlanabilir. Uç alınan sürgünde koltuklar fazla sayıda ve kuvvetli olacağından salkımı gölgelerler.
        Kök, gövde ve kolların kuvvetlendirilmesi: Asmanın çok yıllık organları olan kök, gövde ve kolların kuvvetlendirilmesi, yeşil budamalarla sağlanabilir. Toprak altından çıkan anaç veya kalemden sürgünlerinin dipten çıkarılmasıdır.
        Rüzgar etkisinin önlenmesi: Rüzgar etkisiyle sürgünlerin kırılması bunların boylarının kısaltılması ile önlenebilir. Tepe alma denilen bu işlemle rüzgara açık yaprak ve sürgün alanı azalacağından kırılmalar olmaz. Aynı zamanda sürgünün kalan kısmı daha kuvvetli ve dayanıklı olur. 
        Hastalıkların kontrolü: Hastalıkların kontrolü için, çok sıkışık yaprak ve sürgün olması durumunda bunların seyreltilmesi yararlıdır. Bu yolla iç kısımlar daha iyi havalanacağı gibi ilaçların içeriye işlemesi özellikle külleme ve ölü kol hastalıklarında bu işlemler daha çok önem kazanır.
        Tane tutumunun artırılması: Tane tutumunun az olduğu bağlarda veya çeşitlerde çiçeklenmeden hemen önce veya çiçeklenme sırasında sürgün uçlarının çıkarılması, tutumu arttırır. Sürgün uçlarının (büyüme noktası) besin çekim gücü, salkımlardan fazladır. Üretilen karbonhidratlar önce sürgün uçlarına sonrada salkımlara gönderilir. Salkımların en çok beslenmeye ihtiyaç duyduğu çiçeklenme sırasında sürgün uçlarının çıkarılması, salkımların daha iyi beslenmesini, dolayısı ile daha iyi tane tutmalarını sağlar.

        Bağlarda Terbiye Nedir? Nasıl Olmalı?

        Asmalara verilen şekiller, fidan dikim veya aşı yılından başlayarak asmanın gelişme devresi olan 3-5 yıl içinde tamamlanan şekillerdir. Terbiye şekli; gövde, çok ve tek yıllık dallarla sürgünlerin; yer, şekil, yön ve sayılarını ifade eder. Terbiye şekli baştan belirlenmeli ve ilk yıldan başlanarak doğru bir şekilde oluşturulmalıdır. Aksi halde terbiye şeklinde oluşacak yanlışlıkları düzeltmek, emek ve ürün kaybına yol açar.


        Bağcılıkta Toprak İşleme Önemli Mi?

        Bağcılıkta toprak işleme, yabancı otlarla mücadele, toprağın havalandırılması ve ısıtılması, toprakta bulunan bitki besin maddelerinin alımının kolaylaştırılması ve kayıpların önlenmesi, toprağın su tutma kapasitesinin arttırılması, sulama ve yağışlardan sonra toprak yüzeyinde oluşan sert tabakanın kırılarak su kaybının önlenmesi, gübrelerin toprağa karıştırılması amacıyla yapılır.

        Bağcılıkta Gübreleme Nasıl Olmalı?

        Bağcılıkta verim ve kalitenin arttırılmasına yönelik kültürel uygulamaların içerisinde gübrelemenin ayrı bir önemi vardır. Bağlarda uygun ve dengeli bir gübrelemenin yapılabilmesi için öncelikle bağ toprağının verimlilik düzeyinin ve nem kapsamının bilinmesi gerekir. Özellikle sulama yapılamayan ve fazla yağış almayan bağ bölgelerinde, su faktörü daha da önem taşımaktadır. Çünkü su noksanlığı, gübrelemenin olumlu etkisini büyük oranda azaltmakladır.

        Bağcılıkta hem organik hem de inorganik gübrelerle kullanılmaktadır. 

        Bağlarda Bilezik Alma İşlemi Nedir?

        Bilezik alma; omcanın gövde, kol veya bir yaşlı çubukları üzerinde odun dokusuna zarar vermeden kabuk (floem) tabakasının çepeçevre çizilmesi veya 4 mm genişliğinde yüzük şeklinde soyulması işlemidir.

        Tane bağlama döneminin başlangıcında yapıldığı zaman tane tutumunu ve tane iriliğini arttırıcı etkileri görülmektedir.

        Üzüm Yetiştiriciliğinde İklim Ne Kadar Etkili?

        Her üzüm çeşidinin meyvelerini tam olarak olgunlaştırabilmesi için belli bir sıcaklık toplamına ihtiyaç vardır. Örneğin Sultani Çekirdeksiz için tam olgunlaşma diyebileceğimiz derecesine ulaşıncaya kadar 10 derecenin üzerinde 1650 derecelik sıcaklık toplamına gereksinme bulunmaktadır. Bu çeşitlere göre değişir. Genelde erkenci çeşitlerde 1600-2000 derece, geçci çeşitlerde ise 3000 derece ve daha fazla sıcaklık toplamı olgunlaşma için yeterli olmaktadır. Tesis yerinde çeşitlerin mahsullerini istenen zamanda olgunlaştırabilecek sıcaklık toplamlarını bulmaları bu bakımdan gereklidir. Yurdumuzdaki bağ bölgelerinde yetiştirilen çeşitler açısından bu konuda herhangi bir sorun yoktur, sıcaklık toplamı yeterlidir. Sadece aynı çeşit, sıcak bölgelerde serin yerlere göre doğal olarak daha erken olgunlaşacaktır.

        Asmaların en iyi geliştiği sıcaklık derecesi  25-30°C  arasındaki derecelerdir. Hava sıcaklığı 35-40°C veya daha yüksek sıcaklıklarda doğrudan güneş gören salkımlarda güneş yanıklığı meydana gelir. Tanelerin güneşe bakan yüzlerinde buluşmalar olur ve daha sonra kahverengi ve sonrasında siyah renge döner. Kış aylarında ki düşük sıcaklıklar açısından asma soğuklara oldukça dayanıklıdır. Asmalar -18°C'de ciddi bir şekilde zarar görür. 

        Asmalar yıllık 500-600 mm yağış alan yerlerde sulama yapmadan yetiştirilebilir. Tabiki sulama yapılırsa verimin daha da artacağını da unutmayalım.  Toprak yapısının sulamaya ihtiyacına etkisini de dikkate almalıyız. Örneğin,  bağ kumlu topraklarda ise toprak derinliği az ise veya o yörede yazın çok sıcak rüzgarlar esiyorsa, sulama yapılmadan verimli bir bağcılık düşünülemez. 

        Yağmurlar, ben düşme hasat döneminde yağarsa,  topraktan aşırı su alımı nedeniyle tanelerde çatlamalar meydana gelebilir. 


        Bağlarda en çok görülen bağ zararlıları (floksera, nematodlar, salkım güvesi, tripsler, bağ uyuzu, kırmızı örümcekler, bağ maymuncuğu, haziran böcekleri, kuşlar ve arılar vb.,), fungal hastalıklar (külleme, mildiyö, ölü kol, antraknoz, gri küf, kav, kök çürüklüğü vb.), bakteriyel hastalıklar (bağ kanseri, bakteriyel yanıklık, asma vebası vb.), virüs ve virüs benzeri hastalıklar (kısa boğum, yaprak kıvırcıklığı, benek ve sarı benek hastalıkları vb.) etkili olarak bağda önemli ekonomik kayıplara sebep olabilmektedirler. Hastalık ve zararlılarla mücadele de bölgenizde bulunan İl veya İlçe Tarım Müdürlüklerinden destek alabilirsiniz. 


        Kaynakça
        kop.gov.tr
        tarimorman.gov.tr
        dergipark.org.tr
        turktarim.gov.tr

        Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.