Aşıların Önemi ve Sığır, Koyun ve Keçi Aşıları

Aşının Tarihçesi Nasıldır ?


Hastalılara karşı koruma amacıyla uygulanan aşının tarihi çok eskidir. Büyük topluluklara rutin olarak aşı uygulamaları ies 20. yüzyıl içinde olmuştur. 7. yüzyılda bazı Hintli budistler yılan zehiri içerek etkilerine karşı bağışıklık geliştirmeleri Çin’ de Jung hanedanının çiçek hastası insanların lezyonlarından alınan hastalıklı dokuların sağlıklı kişilerin burun mukozasına sürülmesi, çiçek hastası kişilerin yara kabuklarının toz haline getirilip buruna tampon şeklinde uygulanması tarihte bilinen en eski asşı uygulama yöntemleridir. Ayrıca tarihte ilk keşfedilen aşı çiçek aşısıdır.

Türkiye’ de Aşının Tarihçesi Nasıldır?

Türkiye’ de aşı üretimi çalışmaları ilk Osmanlı İmparatorluğu Döneminde başlamıştır. 1721 yılında İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” (varilasyon metodu) yapıldığını bildirdiği bu mektup aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belgedir. 1885`te dünyada ilk defa çiçek aşısı uygulaması için Osmanlı`da kanun çıkarılıyor. 1885`te dünyada ilk kuduz aşısı bulunmuştur. 1887 Ocak ayında Kuduz aşısı Osmanlı`ya getirilmiş ve Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane`de ilk kuduz aşısı üretilmiştir. 1887`de Kuduz Tedavi Müessesesi kurulmuştur. 1892 yılında bakteriyoloji hane ve İlk çiçek aşısı üretim evi kurulmuştur. 1896’ da Difteri,1897’ de Sığır Vebası aşısı üretilmiş , 1903’ de kızıl serumları Veteriner Hekim Mustafa Adil (1871-1904) tarafından üretilmiştir. 1911 yılında Tifo, 1913 yılında Kolera, Dizanteri ve Veba aşıları Türkiye’de ilk kez hazırlannış ve uygulanmıştır. 1927`de verem aşısı üretimi başlamıştır.


1931 yılından itibaren 1996 yılına kadar tetanoz ve difteri aşıları üretilmiştir. 1937’de kuduz serumu üretilmeye başlanmıştır. 1940 yılında kolera salgını için Çin’e aşı gönderilmiştir. 1942 yılında tifüs aşısı ve akrep serumu üretimi başladı. 1947`de Biyolojik Kontrol Laboratuarı kurulmuştur. 1950`de İnfluenza laboratuarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza (grip) Merkezi olarak tanındı ve influenza aşısı üretimine geçilmiştir. 1976`da Kuru BCG aşısının deneysel üretimi başlamışı ve 1983`te kuru BCG aşısı üretimine geçilmiştir. Ülkemizde hastalıkların görülmemesiyle 1971’de tifüs, 1980’de çiçek aşısı üretimi sonlanmıştır. Kurtuluş savaşı sırasında zor koşullar altında da hayvan ve insan aşıları üretilmeye devam edilmiştir.


İstanbul’un işgali sonrasında aşı merkezi önce Eskişehir, daha sonra da Kırşehir’e taşınmıştır. Aynı dönemde Afyon’da da çiçek aşısı üretilmeye devam edilmiştir. Erzurum’daki serum laboratuvarı Rus işgali sırasında Halep, Niğde, Sivas ve Erzincan’a taşınmış. Kastamonu’da da aşı üretimi yapılmıştır. 2015 yılında yedi yıllık alım garantisi ile tetanoz ve difteri aşılarının kademeli olarak antijen üretimine kadar yapılması planlanmıştır. 

Aşının Önemi Nedir?


Aşılama koruyucu amaçla yapılmaktadır. Aşılar bireysel bir bağışıklık sağlarken bir yandan da hastalıkların yok etmeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda hastalıklardan koruyacak olan antibiyotikler değil en önemlisi zamanında ve uygun dozda uygulanan aşılardır.

Hayvanlardaki bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve kontrolü, hayvan sağlığını korumak, hayvan refahını sağlamak ve halk sağlığını korumak için esastır. Veteriner hekimler ile çiftçiler ve hayvan sahipleri arasındaki iletişim ve bu iletişimin bilim insanları ile bu konularda düzenlemeler yapılması bu amaca ulaşmadaki en önemli faktördür. Sağlıklı çiftlik hayvanları, güvenli ve sağlıklı yiyeceklerin üretilmesindeki en önemli faktörlerden biridir. Ayrıca sağlıklı pet hayvanlarının da insanların sağlığı ve refahı üzerinde olumlu bir etkisi vardır.


Veteriner aşılamaları, enfeksiyöz hastalıklardan korumanın yanısıra , insan sağlığına koruduğu için her zaman tek tıp tek sağlık fikri benimsenmelidir. Aşı hastalıklardan korumanın yanında , hastalıkların elimine edilmesine , halk sağlığını korumaya katkı sağlar ayrıca antibiyotik kullanma ihtiyacını azaltabilir, böylece antibiyotik direnci ile mücadeleye katkıda bulunur. Aynı zamanda bir hayvanın hastalığa yakalandıktan sonraki tedavi maliyeti , zamanında yapılan aşı uygulamasından çok daha fazladır. İlaç tedavisindeki maliyet kaybının yanısıra hem verim düşmekte hemde hayvan sahiplerine ekstra iş yükü olmaktadır. Veteriner hekim kendi gözetimi altındaki hayvanların sağlık durumlarını kontrol ederek ya da hayvan sahiplerinden hayvanları hakkında güvenilir bilgi aldıktan sonra hayvan türüne , cinsiyetine, yaşına göre en uygun aşılama programını oluşturacaktır. Sağlıklı hayvanlar aşı uygulamalarına her zaman daha iyi bir bağışık yanıt oluşturmaktadır.

Örneğin Çiçek hastalığı (insanlarda) ve Sığır vebası (hayvanlarda) gibi ölümcül bulaşıcı hastalıklar, aşılama zamanı ve dozunun uygun bir şekilde uygulanması sayesinde ortadan kaldırılmıştır. Şap ve kuduz gibi bazı hastalıklarda ise aşılama yöntemi, hastalık salgınlarından korunma ve kontrolde hala tek yöntemdir. Kuduz aşılaması vahşi hayvanlarda (aşı içeren yiyeceklerin doğaya bırakılması) ulusal planların bir parçası olarak uygulanmaktadır. Böylece birçok Avrupa ülkesinde hastalığın eliminasyonu sağlanmıştır. Çiftlik hayvanlarında uygulanan sürdürülebilir tarım uygulamaları ile uyumlu aşılama programları, hayvan sağlığı ve refahının daha iyi seviyede olmasına öncülük edecek, buna bağlı olarak da çiftçilerin üretimi ve gelirleri artacak ve süreklilik kazanacaktır.

Aşı Uygulaması Sonucu Görülebilecek Yan Etkiler Nelerdir?

Yaygın Görülen Yan Etkiler:

  • Yorgunluk
  • Enjeksiyon bölgesinde kıl dökülmesi, kıl rengi değişimi
  • Ateş, ağrı, sertlik
  • Yemeyi reddetme
  • Göz iltihabı (kırmızı göz hastalığı)
  • Aksırık
  • Ağız ülserler

Orta şiddetli yan etkiler:

  • Bağışıklık sisteminin baskılanması
  • Davranışsal değişiklikler
  • Deride renk kaybı
  • Kilo kaybı (Kaşeksi)
  • Süt üretiminde azalma
  • Topallık
  • Granülomlar/apseler
  • Ürtiker
  • Fasiyal ödem
  • Alerji
  • Solunum hastalığı
  • Alerjik üveit (Mavi Göz)

Şiddetli yan etkiler: Aşı enjeksiyon bölgesi sarkomları

  • Artrit, poliartrit
  • Otoimmun hemolitik anemi
  • İmmun ilişkili trombositopeni (IMTP)
  • Yenidoğanların hemolitik hastalığı (Neonatal izoeritrolizis)
  • Tiroidit
  • Glomerülonefrit
  • Miyokardit
  • Aşı sonrası ensefaliti veya polinevrit Nöbetler
  • Abort, konjenital anomaliler, embriyonik/fetal ölüm, konsepsiyonda başarısızlık

Sığır ve Koyun-Keçi Aşıları


1) Şap Aşısı: Türkiye’nin bütün bölgelerinde hastalık görülmektedir. Daha çok hayvan hareketlerinin yoğun olduğu, devletin aşılama kampanyalarının az yapıldığı bölgelerde daha sık görülmektedir. Sığırlarda göğüs kemiğinin (sternum) başa doğru olan 10-15 cm’lik kısmı ile boynun yan tarafı , Koyun ve keçilerde göğüs kemiğinden 5 cm ileride boyun bölgesine yakın orta hat üzerine veya boyuna yakın yan tarafına uygulanır. Şap aşısı sağlıklı hayvanlara yapılır. Hasta hayvanlara hastalıktan şüphelilere, doğumu yakın olanlara (doğuma 15 gün kala) ve dört aylıktan küçük (4 ay dahil) hayvanlara aşı yapılmaz. Bu sebepler ortadan kalkınca aşılanmamış olan hayvanlar mutlaka aşılanmalıdır. Hayvanlarda bağışıklık aşılamadan sonraki 5. günde başlar, 14. günde normal seviyesine 21. günü en yüksek seviyeye ulaşır. Hayvanın yaşına, kondüsyonuna bağlı olarak da antikor seviyesi 4. aydan itibaren düşmeye başlar. Hayvanlara ilk aşı, 4. ayını tamamladıklarında, ikinci aşı 8. ayda ve üçüncü aşı 12. ayda yapılmalıdır. Daha sonra aşılamalara 6 ayda bir, ilkbahar (Nisan-Mayıs) ve sonbahar (Ekim-Kasım) aşılamaları ile devam edilmelidir. Daha sonra 6 ayda bir kez olmak üzere aşılama tekrar edilir.

2) Sığır Vebası Aşısı: Hastalık daha çok Afrika kıtasında, son yıllarda Ortadoğu ülkelerinde, 1993-1994 yılında Türkiye’de (Afyon ilinde) görülmüştür. Şuan ülkemizde sığır vebası aşısı hastalığın görüldüğü yerlerde Bakanlığın talimatlarına göre aşılamalar yapılır. Bir günlükten itibaren her yaştaki (gebeler dahil) sığır ve mandalara aşılanır. Aşı deri altı yolla boynun yan tarafına yapılır. Bağışıklık aşılamadan 21 gün sonra oluşur ve en az bir yıl devam eder.


3) Zayıflatılmış Theileria annulata Aşısı: Hastalık daha çok sıcak iklimli kurak yörelerde Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgesinin bazı il ve ilçelerinde görülmektedir. Sıcak iklimli yörelerde (Güney Doğu Anadolu, Ege ve Akdeniz Bölgesi gibi) vektör kenelerin (Hyalomma spp) aktif olduğu dönemden en az 30-40 gün önce en geç Nisan başına kadar, diğer bölgelerde Nisan sonuna kadar aşılama bitirilmelidir. Aşı üç aylık ve daha büyük yaştaki sığırlara uygulanır. Aşı, uygulanan bölgenin iklim koşullarına göre hastalık mevsiminden en az iki ay önce yapılmalıdır. Aşı yapıldıktan 45 gün sonra bağışıklık başlar, en az bir yıl bağışıklık vermektedir. Aşı prescapular bölge deri altına yapılır. Kenlerin aktif olduğu dönemde hayvanları ve çevreyi mutlaka kenelere karşı ilaçlamak gerekmektedir.


4) Escherichia coli Aşısı: Kolibasillozisten korunmada aşının önemi büyüktür. Neonatal buzağı kayıpları, sığır yetiştiriciliği yapılan bütün ülkelerde en önemli sorunlardan biridir. Doğumla başlayan ve 3 haftaya kadar devam eden neonatal dönem buzağılar için hayatta kalma yönünden oldukça kritik bir dönemdir. Aşı, enterotoksijenik E. coli’lerin neden olduğu buzağı ishallerine karşı ilk kez yapılan gebe ineklere doğumuna 4 veya 6 hafta kala derialtı uygulanır. Daha sonraki yıllarda bir kez yapılır. Buzağılara bu aşı uygulanmaz.


5) Buzağı Septisemi Serum Aşısı: Buzağı septisemi etkeni olan E. coli’ye karşı hazırlanmış hiperimmun bir serumdur. Yalnız buzağılara uygulanır. Serum koruyucu amaçla doğumdan hemen sonra yapılır. Yalnız buzağılara uygulanır. Koruma süresi 15 gündür.


6) Sığır Brucellosis Aşısı: Ülkemizin hemen heryerinde görülmekte olup sığır bruselloz görülme sıklığı en yüksek iller sırasıyla Kars, Erzurum, Ardahan, Eskişehir, Ağrı, Amasya, Siirt, Sivas, Tokat, Niğde, Bitlis, Edirne, Isparta, Kayseri, Sakarya ve Aksaray ‘dır. Brucellozisle mücadele de sene boyunca sığırlarda görülme oranının %1’den yüksek olduğu illerde 4-8 aylık dişi danaların tümüne genç aşısı uygulanır. Erginlerde hastalık çıkması durumunda maruz kalan dişi hayvanların tümüne, dana iken aşılananlar dahil ergin aşısı uygulanır. Ergin aşısı 24 ay ara ile iki kez uygulanır.


  • Brucella abortus genç aşısı: 4-8 aylık dişi danaların B. abortus hastalığına karşı korumak amacıyla uygulanır. Sulandırma sıvısı ile sulandırıldıktan sonra boynun sol tarafına deri altı yolla uygulanır. Aşı sağlıklı dişi danalara uygulanır. Bağışıklık daha iyi şekillendiğinden en uygun zaman 6. aydır.
  • Brucella abortus ergin aşısı: 8 aylıktan büyük dişi sığırları B. abortus hastalığına karşı korumak amacıyla uygulanır. Sulandırma sıvısı ile sulandırıldıktan sonra boynun sağ tarafına deri altı yolla uygulanır. Aşı sağlıklı ergin dişi sığırlara uygulanır. Erkek hayvanlara uygulanmaz. Aşı 24 saat ara ile iki defa uygulanır. Brucella ile enfekte olduğu laboratuar raporu ile tespit edilen ve atıkların seyrettiği sürülerde gebelik dönemine bakılmaksızın tüm ergin dişi hayvanlar hemen aşılanmalıdır. Ergin aşısı nadiren de olsa abortlara neden olabildiğinden abort olaylarının görülmediği sürülerde ve programlı yapılan aşılamalarda aşının, daha güvenli dönem olan gebeliğin son ayı veya gebe olmadıkları dönemde yapılması önerilir.

7) Basiilar İktero- hemoglobinüri Aşısı: Hastalık ülkemizde özellikle Orta ve Doğu Anadolu, Marmara ve Trakya bölgelerinde yaygın olarak görülmektedir. Aşı hastalıklı bölgelerde, mevsimsel olarak hastalık mevsiminden 4-6 hafta önce uygulanır. Sığır, koyun ve keçilerin basiller hemoglobinuri hastalığına karşı koruyucu amaçla uygulanır. Sığırlara , koyun ve keçilere 10 gün ara ile iki defa deri altına yapılır. Aşı uygulama yeri sığırlarda scapula arkası, koyunlarda koltuk altıdır.


8) Botulismus Aşısı: Toprağı fosfor bakımından fakir olan bölgelerde özellikle Trakya bölgemizde botilismus olayları daha çok görülmektedir. Hastalığa en fazla yaz sonu ve sonbahar aylarında rastlanır. Sığırların botulismus hastalığına karşı koruyucu amaçla uygulanır. 14 gün ara ile iki defada uygulanır. Aşı uygulama yeri omuzun gerisindeki deri altıdır. Aşı gebe hayvanlara da uygulanır. Aşının bağışıklık süresi 6 aydır.


9) Yanıkara Aşısı: Mera mevsiminde daha çok görülür. Aşılama hayvanlar meraya çıkmadan önce yapılmalıdır. Skapula gerisinde deri altına enjekte edilir. Aşı 4 aylıktan itibaren her yaştaki sağlıklı sığıra uygulanır. Hayvanlar tercihen meraya çıkmadan kısa bir süre önce aşılanmalıdır. Aşı gebe hayvanlara uygulanabilir.


10) Antraks Aşısı: Aşı antrakslı bölgelerde hastalık çıkmadan önce ilkbaharda, hastalık çıkan yerlerde ise derhal, hastalıksız hayvanlara uygulanır. Aşılamadan 1-2 hafta sonra bağışıklık başlar ve 7 aydan 1 yıla kadar devam eder. Büyükbaş hayvanlara (at, sığır, manda, katır ve develere), koyun ve keçilere , dana ve malaklara (2-6 aylık) , kuzu ve oğlaklara (2-6 aylık) deri altı uygulanır. İki aylıktan küçüklere aşı uygulanmaz. Büyük baş hayvanlara boynun iki tarafına veya omuz gerisine, koyunlarda arka bacağın iç yüzüne, keçilerde ve kıvırcık koyunlarında kuyruk altına enjekte edilir.


11) Koyun- Keçi Çiçeği Aşısı: Koyun ve keçi çiçek aşısında uygulama zamanı ekim ayında olmalıdır. Son beş yılda hastalığın görüldüğü bölgelerde duyarlı hayvanlar ile yıl içerisinde çiçek hastalığın sık görüldüğü bölgelerdeki hayavnlar, tehlike altında olanlar aşılanır. Koyun ve kuzuları koyun çiçek hastalığına, keçi ve oğlakları keçi çiçek hastalığına karşı korumak amacı ile uygulanır. Aşı koruyucu olarak sağlam sürülerde 6-12 haftalık kuzu ve oğlaklara, 12 haftalıktan büyüklere olarak farklı dozlarda uygulanır. 6 haftalıktan küçüklere uygulanmaz. Aşı uygulama yeri koyun ve kuzularda koltuk altı yünsüz bölge, keçi ve oğlaklarda kuyruk altıdır. Aşı deri altı yolu ile uygulanır. Koruyucu aşılama hastalık çıkan bölgelerde hastalığı takip eden iki yıl, yılda bir kez olmak üzere uygulanır. Koruyucu amaçla uygulanan aşılamaların sonbahar mevsiminin başlarında yapılması önerilir. Koyun ve keçilere gebeliğin son 6 haftasında ve doğumdan sonraki ilk ayda koruyucu aşılama yapılmamalıdır. Bağışıklık 21 günde tam olarak oluşur, bağışıklık süresi 8 aydır.


12) Enterotoksemi Aşısı: Beslenme koşulları ile ilgili olup, hasat mevsiminde yeşilden kuruya, kurudan yeşil gıdalara geçerken koyun, kuzu ve toklu sürülerinde kayıplara yol açabilir. Koyun ve keçileri enteretoksemi hastalığına karşı koruyucu amaçla uygulanır. Aşı koyun ve keçiler için ayrı, kuzu ve oğlaklar için farklı dozlarda uygulanır. 21 gün ara ile koyun ve keçilere , kuzu ve oğlaklara iki defa koltuk altındaki tüysüz bölgeye deri altı olarak uygulanır.


13) Bulaşıcı Keçi Ciğer Ağrısı Aşısı: Her yaş keçide ve her mevsimde hastalık görülür. Yazın ve bahar aylarında hastalık yüzdesi daha düşük olur. Aşı 6 aylıktan büyük keçilere kulağın dış yüzüne, bağ dokudan fakir kulak ucundan 2-3 cm uzaktaki bölgeye deri altı uygulanır. Aşı 6 aylık ve yukarı yaşlı keçilere uygulanır. Gebeliğin dördüncü ayı sonuna kadar yapılabilir.


14) Koyunların Enfeksiyöz Nekrotik Hepatitis Aşısı: Enfeksiyöz nekrotik hepatitis F. hepatica (karaciğer kelebeği) ve F. gigantica (yılan kelebeği) paraziter hastalıklarının en yoğun olduğu mevsimlerde özellikle sonbaharın ilk aylarında en fazla görülür. Koyunlara ve kuzulara 21 gün ara iki defada uygulanır. Aşılı hayvanlara her yıl tek doz aşı yapılır. Uygulama yeri koltuk altı yünsüz bölgede deri altıdır. Doğumuna altı hafta kalan gebe hayvanlara aşı uygulanmamalıdır.


15) Salmonella abortus ovis Aşısı: Gebe koyunlar, koruyucu olarak doğumlarına iki ay kala aşılanmalıdır. Aşı uygulamasında önce yavru atma olayları varsa gerekmedikçe aşı uygulanmamalıdır. Aşı, sağlıklı koyunlara bir defa veya bağışıklığın daha iyi sağlanması amacıyla 10 gün arayla iki doz olarak deri altı olarak uygulanır.


16) Koyunlarda Brucella melitensis genç Aşısı: Koyun ve keçi yetiştiren ülkelerin çoğunda rastlanır. Ülkemizde de çok eski yıllardan beri görüldüğü bilinmektedir. Son yıllarda ülkenin büyük bir bölümüne yayılmış durumdadır. Sene boyunca Brucellozis’le mücadele de hastalık çıkması durumunda maruz kalan koyun ve keçi populasyonunun tamamına aşı uygulanır. Bu aşılama 12 ay sonra tekrar edilir. Koyunlarda hastalığın görülme oranı %1’in üzerinde olan illerde 3-8 aylık dişi-erkek kuzu ve oğlakların tümüne genç aşısı uygulanır.


17) Koyunlarda Brucella melitensis ergin Aşısı: 8 aylıktan büyük sağlıklı ergin dişi koyun ve keçileri B. melitensis hastalığına karşı korumak amacıyla uygulanır. Aşı 8 aylıktan büyük sağlıklı ergin dişi koyun ve keçilere deri altı uygulanır. Aşı 1 yıl ara ile 2 defa yapılır.

18) Koyun ve keçilerin Canlı Agalaksi (süt kesen ) Aşısı: Hastalığa Avrupa ülkelerinin birçoğunda, tüm Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinde, Afrika ülkelerinde ve Türkiye’de rastlanmaktadır. Ülkemizde koyun ve keçilerin laktasyon dönemine rastlayan yaz aylarında daha fazla rastlanmaktadır. Sağlıklı koyun ve keçilere bulaşıcı agalaksi hastalığına karşı korumak amacıyla uygulanır. Aşı koyun ve keçilere koltuk arkası yünlü bölgeye 1 ml. deri altı uygulanır. Aşı gebeliğin son 2 ayında ve laktasyon devrinin son iki ayında uygulanmaz.


19) Koyun ve Keçilerin Ölü Agalaksi Aşısı ( süt kesen ): Sağlıklı koyun ve keçileri bulaşıcı agalaksi hastalığına karşı korumak amacıyla uygulanır. Aşı bir ayını geçmiş (gebeler dahil) koyun ve keçilere ön kol kürek arkası yünlü kısma derialtı olarak uygulanır. Aşıdan sonra nohut büyüklüğünde doku reaksiyonu görülür. Hastalık koyun ve keçilerde laktasyon döneminde görüldüğünden koruyucu aşılamanın koç katımından önce yapılması uygun olup hastalık belirtisi gösterenler aşılanmaz.

20) Ektima Aşısı: Dünyanın her yerinde yaygın olup ülkemizde de sık olarak rastlanmaktadır. Kurak ve sıcak mevsimlerde yaz ve sonbahar aylarında daha yoğun görülmektedir. Aşı hastalık çıkan yerlerde doğumdan hemen sonra, koruyucu amaçla ise doğumların tamamlanmasından sonra her yaştaki kuzu ve oğlaklara toplu olarak regio ingiunaleye (arka bacağın iç kısmı) 0,5–1 cm. uzunluğunda 3-4 çizgi halinde çaprazlama olarak iğne ile derinin ilk tabakasını geçecek kadar derin fakat kanama yapmayacak şekilde skartifikasyon (kesme - damgalama) yapılır. Aşı buraya aşı damlalığından 2-3 damla damlatılıp bir kaç saniye beklenerek uygulanır. Bağışıklık 21 günde tam oluşur, bağışıklık süresi 6 aydır.


21) LSD (Lumpy Skin Disease- Sığırların Nodüler Ekzantemi): Son yıllarda ülkemizde görülmeye başlaması ile program dâhilinde yapılmaktadır. 3 aylık yaştan itibaren 1.uygulama, 1 ay sonra 2.uygulama yapılmaktadır. Yıllık tekrarlanması önerilmektedir.


22) BRD (Bovine Respiratory Disease- Sığırların Solunum Yolu Hastalığı ): Sığırların Solunum Yolu Hastalığıdır. Buzağı 14 günlük yaşta iken ilk uygulama yapılabilir ancak 28 gün sonra 2 uygulama yapılmalıdır.


23) BVD (Sığır Viral Diyare) - IBR (Enfeksiyoz Bovine Rhinothracheitis): Aşı tek veya kombine olarak bulunmaktadır. Buzağılara sütten kesmeden 2 ila 4 hafta önce uygulanabilmektedir. 4 hafta sonra ikinci uygulama yapılmalı, 6 ayda veya 12 ayda bir kez tekrarlanmalıdır.

24) TRİKOFİTİ (Mantar): Trichophyton cinsi mantarın sık görüldüğü işletmelerde veya koruyucu amaçla uygulanmalıdır. Doğumdan sonra ilk gün kullanılabilir ve 14 gün sonra ikinci uygulama yapılmalıdır.


Şarbon, Mastitis, Kuduz, Theileria, Leptospirosis gibi hastalıklar bulunduğunuz işletmede veya bölgelerde görülüyor olabilir bu sebepten aşılama programı yapılırken tek bir doğru program yoktur her işletme kendi aşı programını yapmalıdır.


Kaynaklar
• https://www.epruma.eu
• AYTEKİN İ, KALINBACAK A, İŞLER CT. Ruminantlarda Kullanılan Aşılar ve Önemi . YYU Veteriner Fakultesi Dergisi, 2011, 22 (1), 59 – 64.
• Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği (KHVHD) - AŞI REHBERİ
• https://asi.saglik.gov.tr

Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.