Buzağı ve Kuzu İshallerinden Korunma Yolları


Sevgili üreticilerimiz sizlere hayvancılık ve tarımla ilgili bir çok yazı yazdık. Yazdığımız her yazının hayvancılık adına önemi var, ama bu yazımızın ülke hayvancığını ilgilendiren hepsinden daha önemli bir rolü var. Yazılarımızı yazarken sizlere önemli bilgiler vermek adına birçok yayını ve kitabı taradık, bu yazıyı yazmadan önce ise sizlerle dertleşmek ve sohbet ederek başlamak istiyoruz.

2018 yılında yapılan araştırmalara göre ülkemizde 4 milyon düzeyinde buzağı ve 15 milyona yakın kuzu, 3 milyon kadar da oğlak doğmaktadır. Maalesef doğan buzağılarımızın %15-20 sini, doğan kuzu ve oğlaklarımızın ise %25-30’unu kaybediyoruz.  Bu miktarlar sayıya döküldüğünde 800 bin buzağı, 4.5 milyon kuzu ve 900 bin oğlak demek oluyor. Bu sayıları sizlerle maalesef ki üzülerek paylaşıyoruz. 2018 yılını 2018'i hayvan hastalıklarıyla mücadele ve buzağı ölüm oranlarını düşürme yılı olarak ilan eden dönemin tarım bakanı Eşref Fakıbaba katıldığı toplatı da ki sözlerini sizlerle aynı şekilde paylaşıyoruz :

"Şunu söylüyorum bir hekim olarak, bir hamile annenin bakımı neyse düvenin bakımı da odur. Bir buzağının bakımı neyse yeni doğan bir çocuğun bakımı da odur."  Ülkemizde buzağı ölüm oranları ortalama yüzde 15 civarındadır. Bunu öncelikle yüzde 5'e, daha sonra daha aza indirmek bizim görevimiz. Biz bunu başarırız. Vatandaş diyor ki 'et ithalatı ne zaman duracak?' Bu ölümleri durduğumuz zaman duracak. 2018'i hayvan hastalıklarıyla mücadele ve buzağı ölüm oranlarını düşürme yılı olarak ilan ediyorum. Etkili hayvan çalışmaları yaparak buzağı ölümlerini sonlandırmak için çalışacağız. Sonlanır mı, sonlanmaz; ama yüzde 5'e düşürür müyüz, düşürürüz."
"Biz bu 500 bin yavruyu kurtarabiliriz. O diyor 'bizden et alın', bu diyor 'bizden et alın.' Koca ülkeye yakışmıyor. Biz eğer 750 bin buzağı ölümünden 500 binini kurtaramıyorsak yazıklar olsun bize. 80 milyonun vebali var. Et ithalatını en kısa sürede sonlandıracağız. 'Nasıl olacak?' diye soruyorlar. Anne, bebek ölüm oranları nasıl düştüyse, buzağı ölüm oranları da düşecek.

Bakan Fakıbaba, Türkiye'de yılda yaklaşık 750 bin buzağının öldüğünü, yüzde 15'ten yüzde 5'e düşmesi durumunda 500 bin buzağıdan kâr edileceğini bildirdi. Fakıbaba,

Yapılan bir diğer çalışmada ise Avrupa’daki sürülerde buzağı kayıplarının ortalama %5-6 olduğunu göstermektedir.

Ölen buzağıların ölüm sebepleri içinde %75-80’nin buzağı ve kuzu ishallerinden kaynaklandığı belirtilmiştir.

Ölümleri önlemek adına yapılması gerekenlerin başında, iyi bir buzağı ishali tedavisi değildir. Yapılması gereken başlıca uygulama buzağıyı ishal etmemektir.

Buzağıyı ishal etmemek için  yapılması gereken uygulamaları  maddeler halinde açıklayacağız.


 1.Buzağının ve kuzunun doğmadan önceki bakımı

  • Buzağı anne karnındayken gelişimini ne kadar iyi tamamlar ise doğduğu anda hayata o kadar hızlı ve sağlam tutunur, bu yüzden annenin kuru dönem ve doğuma yakın dönem (close-up) beslemesine önem gösterilmelidir. Kuru dönem beslenmesi için bakınız.
  • Aşılama uygulamaları koruyucu hekimliğin olmazsa olmazıdır. Bu yüzden annenin bağışıklık sistemini güçlendirmek ve zayıf ve güçsüz yavru ölümlerini önlemek adına ineklerde: BVD, IBR, Clostridium(karma), Şap aşıları;Koyun ve Keçilere: Clostridium(karma), Veba ve Çiçek aşıları zamanında ve düzenli olarak yapılmalıdır.
  • Aşıların içinde ishalleri önlemek adına ilk sırada Kuru Dönem(Rota, Corona, E.coli) Aşısı gelmektedir. Kuru dönem aşısı düvelerde doğuma 40 ve 20 gün kala 2 kez, ineklere ise doğuma 25-30 gün kala bir kez vurulmaldır.
  • Koyun ve keçiler doğuma 4-6 hafta kala mutlak ek takviye tahıl ve ikame yem (koyun,keçi süt yemi) başlanmalıdır. Bu verilecek miktar günlük 1 kg geçmemeli çok yağlı hayvanlarda ise maksimum 500 gr olmalıdır.
  • Doğuma 2-4 hafta kala ineklerde 10-12 gr (Yeldif ve Ademin), koyun ve keçilerde ise 2-4 gr ( Yeldif ve Ademin) içeren Selenyum, Vit A,E,D takviyeleri yapılmalıdır.
  • Yeni alınacak gebe hayvanlar işletmeye mutlaka doğuma 2-2.5 ay öncesinden getirilmelidir. İleri gebe hayvanların hem nakliye stresi hemde yeni ahıra adaptasyonu zor olacaktır.

2. Buzağı ve Kuzuların Doğum Anında ki Bakımı

Doğum anı anne ve yavru için çok stresli bir süreçtir. Stres artıkça vücutta ki kortizon miktarı artar ve bağışıklık sistemi baskılanır bu yüzden doğum insan müdahalesini en aza indirilecek şekilde planlanmalıdır.

  • Doğuma yakın olan anneleri imkanlar ölçüsünde 1 hafta önceden ayrı bir bölmeye alınmalıdır. Küçükbaş ağıllarında ise ayrı bölme olmasa bile sıkışık olmayan ve altlığı kuru olan bir bölmede keçi ve koyunların bekletilmesi gerekmektedir.
  • Doğumun olduğu zemin mutlak suretle temiz ve kuru olmalıdır.



  • Doğum olduktan sonra mutlaka kuzu ve buzağıların göbek kordonlarının iç ve dış kısmı tentürdiyot ile dezenfekte edilmeli ve soğuk havalarda güzelce temiz bir havluyla kurulanmalıdır.
  • Buzağı ve kuzuların ağızlarındaki yavru zarları temizlenmelidir. Doğum zor olmadığı sürece yavru kesinlikle asılmamalıdır. Asılma gereksinimi varsa bu süre 45 saniyeyi geçmemelidir.
  • Annesinin yavruyu yalamasına izin verildikten sonra annenin memeleri temiz bir bez veya kağıt havluyla temizlenmeli, ardından inekler elle veya makinayla sağılmalıdır. Sağılan sütün 2 litresi mutlaka ilk 30 dk. içinde yavruya içirilmelidir. Buzağının annesini emmesi durumunda yavrunun ne kadar süt içtiğinden emin olmayız bu yüzden mutlaka sütü kendimiz sağıp vermeliyiz.
  • Kuzu ve oğlaklarda ise annenin memesi güzelce temizlenmeli ve yavrunun ilk sütü 30 dk içinde içtiğinden emin olunmalı, şüphenilen durumlarda kuzuya yardım edilmeli yada biberona sağıp en az 100-150 gr süt verilmelidir.
  • Buzağı ilk 3 gün mutlaka 3 öğün beslenmelidir. İlk gün doğum olduğu andan 12 saat içinde, birincisi ilk 30 dk. içinde olmak üzere 2 kere beslenmelidir. Çünkü buzağı ve kuzuların ilk 12 saat içinde ağız sütünden yararlanma miktarları çok yüksektir ve her saat geçtikçe bu miktar azalır.



  • Buzağılar anneyle 2-3 saat geçirdikten sonra temiz ve kuru olan kulübesine veya ayrı bir bölmeye alınmalıdır. Annenin dışkısı ve idrarından gelebilecek enfeksiyon etkenleri yavru için risk oluşturabilir.
  • Keçi ve koyunlar ise yavrularıyla annelik içgüdüsünü güçlendirmek ve rahat bir ortama ihtiyaç olması açısından 3 gün süreyle ayrı bir bölmede kuzularıyla birlikte tutulmalıdır.


  • Annenin ilk ağız sütü çok değerlidir. Kolostrum olarak adlandırılan bu süt yapısında birçok savunma hücresi, yoğun vitamin ve mineral barındırır. Bu yüzden 3 ve daha fazla doğum yapmış sağlıklı annelerin ağız sütleri derin dondurucuda saklanmalı ve ağız sütü olmayan veya genç annelerin yavrularına verilmelidir.
  • İshal vakalarının yoğun yaşandığı işletmelerde ticari olarak hazırlanmış hiperimmun serum yavrulara doğar doğmaz vurulmalıdır.

3. Yavrunun Doğduğu Andan Sütten Kesime Kadar Olan Süredeki Bakımı

Buzağılar ilk günün ardından bireysel bölmelere alındıktan sonra ilk 3 gün 3 öğün beslenmelidir. 4. Günden itibaren 2 veya 3 öğünle besleme şeklinde devam edilir. İkinci ve üçüncü gün 1.5 litreden toplamda 4.5 litre süt içirilmeli, 4 günden sonra ise 2 öğün şeklinde olan işletmelerde süt 2-2.5 litre verilebilir.

Günümüzde 2 öğün besleme daha yaygındır.

Biberonla besleme yapılan işletmelerde mutlaka biberonlar her emzirme işleminden sonra sıcak ve dezenfektanlı sularla yıkanıp kapağından emziği çıkarılarak ters bir şekilde asılmalı, özellikle emzik ve kapak kısmında biriken süt artığı yoğun mikroorganizma üremesine sebep olacaktır. Bu yüzden emzik mutlaka ayrılıp, ayrı olarak yıkanmalıdır.

Her yeni buzağıda emzik değiştirilmeli ve buzağı hızlı içsin düşüncesiyle emzik deliği genişletilmemelidir.



  • Süt içine son yıllarda geliştirilen buzağı ve kuzulara özgü probiyotik takviyeleri yapılabilir. Probiyotik ulaşma imkanı olmayan işletmelerde ise bunun yerine ev yapımı üzüm veya elma sirkesinden 2 litre süte, 5 ml sirke ilave edilebilir.
  • Buzağıların önlerine 4 günden itibaren temiz su ve buzağı başlangıç yemleri konulmalıdır. Buzağının kaba yem ihtiyacı ise buzağı günlük 1 kg buzağı başlangıç yemi tükettiğinde olmalıdır. Bu süre ise 45 günlük yaşlara denk gelmektedir.
  • Buzağıya verilen sütün sıcaklığı 38-40 derece olmalıdır. Elle yapılan ampirik ölçüm bizleri yanıltır mutlaka bir derece ile sütün sıcaklığına bakılmaldır.
  • Sütün sıcaklığını artırmak amacıyla çoğu işletmlerde suya sıcak su ilavesi yapılmaktadır. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Bunun yerine biberona katılan sütler soğumaması için sıcak su kovalarına konularak sıcaklığının sabit kalması sağlanmalıdır.
  • Süte ilave edilen su buzağının midesinde kesilmesini önler, hızlı şekilde kesilmeyen sütte, mikroorganizmalar hızlı şeklinde ürer. Bu yüzden probiyotik ve sirke ilavesi sütün mide içinde hızlı şekilde kesilmesine yardımcı olur.
  • Buzağı kulübe ve bölmeleri 15 günde 1. Kez dezenfekte edilmelidir. Altlıkların kuru olması için odun talaşı, buğday veya mısır sapı yerlere serilmelidir. Kauçuk veya tahta altlılar düzenli olarak yıkanmalıdır.


  • Sap ve hızar talaşı kullanılan buzağı kulübelerinde yaklaşık olarak 100 kg yakın altlık materyali kullanılır. Bu miktar 60 liraya tekabül eder bu miktar başta çok gözükse de belki bir ishal tedavisinde kullanılan antibiyotik şişesinin yarı maliyeti bile değildir.
  • Buzağı kulübeleri enfeksiyon riskini fazla barındırmaları sebebiyle (özellikle crptosporidum ishali) yetişkin ve genç hayvan bölümünden ayrı ve uzakta tutulmalıdır.
  • Buzağı kulübeleri en az 200 cm uzunluğunda, 150 cm genişliğinde ve 100 cm yüksekliğinde olmalıdır.
  • Her kulubenin arasında buzağıların birbiri ile temasını önlemek için 75 cm ara olmalıdır.
  • Kuzu ve keçiler 3. günden itibaren sürüye katılır. Ağıl içinde temiz bir hava olmalıdır. Kuzular üşür düşüncesiyle ağılın her tarafı kapanmamalıdır. Mutlaka gün içinde havalandırılmalı veya cereyan yapmayacak şekilde havalandırma konulmalıdır.
  • Kuzuların bulunduğu bölümün atlık kısmı ıslak olmamalıdır. Her 15 günde bir altlıklar (hidrojen peroksit, klordioksit veya klorak) gibi ürünlerle dezenfekte edilmelidir.
  • Kuzu ve oğlakların olduğu bölmeye mutlaka 1. Haftadan sonra sınırsız şekilde ulaşabilecekleri kuzu büyütme yemi konulmalıdır. Bu yemler annelerinin ulaşamıyacağı yerlerde olmalıdır. Ayrıca yine bu bölmelere sınırsız yonca ve yulaf gibi kuru otlar konulmalıdır.

4. Sütten kesim uygulamaları


  • Dünya genelinde buzağıları sütten kesme vakti 55-65 gündür. Buzağılarınızı 90 güne kadar sütle beslemek ayrıca bir yarar sağlamaz. Bu konu için buzağıların beslenmesi yazısını okuyunuz.
  • 60 günde sütten kesilecek buzağı 55 gün olduğunda tek öğün beslemesine geçmelidir. Bu şekilde 5 gün boyunca sadece akşam öğününde beslenen buzağılara sabahları ılık su verilebilir. Bu şekilde 60 gün tamamen sütten buzağı kesilmelidir.
  • 55 günlük olan buzağı mutlaka 1200 gr buzağı başlangıç yemi tüketiyor olması gerekir. Bunun için buzağılara 4. günden itibaren sınırsız B. Başlangıç yemi ve su bulunmalıdır. Buzağılara 45 günden sonra ise ayrı bir kapta yulaf, yonca ve saman konulabilir. Bu kaba yem uygulaması sütten kesme uygulamalarında stresi azaltmaktadır. Yonca tek kaba yem kaynağı olmamalıdır. Yanına mutlaka saman ilave edilmelidir.
  • Buzağılara ve kuzulara sütten kesim öncesi ilk enterotoksemi aşıları yapılmalıdır.
  • Buzağı ve kuzulara doğumdan itibaren her 15. Günde bir A,D,E vitaminleri ve Selenyum, çinko, bakır takviyeleri enjeksiyon tarzında yapılmalıdır.
  • Kuzular anneleri ile beraber 70-90 gün geçirebilirler bu süre dahilinde hem kuzu başlangıç yemi hemde anne sütüyle beslenirler.
  • Kasaplık kuzu üretimi yapılan bölgelerde kuzuları 120-150 gün içinde kesime sevk etmek için erken sütten kesme uygulamaları yapılmalıdır.
  • Sınırsız şekilde beslenecek olan kuzu ve oğlakların yine sınırsız şekilde ulaşabilecekleri kaba yem kaynağı( yulaf otu, saman, yonca, vb.) olmalıdır.
  • Yonca tek kaba yem kaynağı olması risk oluşturabileceğinden dolayı kuzuların sınırsız ulaşabilecekleri yulaf veya buğday samanı da bulunması gerekir.
  • Kuzular ve buzağılara sütten kesimden sonra mutlaka parazit ilaçları verilmelidir. (Parazit ilaçları hem şerit hemde kurtlara etkili olmak üzere 2 tanedir. Bu yüzden her iki gruba da etki edecek 2 farklı ilaç kullanılmalıdır.)


5.Peki bunların hepsini eksiksiz olarak yapmamıza rağmen, ishalleri hala görüyorsak !

  • İşletmelerde tüm koruyucu önlemlerin alınmasına rağmen, hala ishallerin devam ettiği görülmektedir. Bu durumun sebeplerinin en başında pasif transfer yetmezliği görülmektedir. Pasif transfer yetmezliği buzağı veya kuzuların kanında doğumdan 24- 48 saat sonra yapılan ölçümlerde bağışıklık hücrelerinin kanda eksik olmasıdır. Bunun en önemli sebepleri ise yetersiz kolostrum(ağız sütü) tüketimi ve kolostrum kalitesinin düşük olmasıdır.
  • Ağız sütü kalitesi mutlaka ölçülmelidir. Bunun için refraktometre ile kolostrumunuzu ölçebilirsiniz refraktometre ile brıx değeri en az 22 olan kolostrumlar (ağız sütleri) kaliteli bir süt olarak düşünülür. Düşük kolostrum kalitesi olan annelerin kolostrumları yine ileri yaştaki sağlıklı ve brıx değeri ölçülmüş kolostrumlar yavrulara verilmelidir.



  • İshal vakalarının yoğun olduğu işletmelerde mutlaka süte  probiyotik takviyeleri yapılmalıdır.
  • İshal olan tüm vakalarda direk tedaviye başlanmamalı mutlaka öncesinden dışkıdan örnek alınarak ishale sebep olan mikroorganizma tespit edilmeli.
  • İshaller virus, bakteri veya protozoon(parazit) kaynaklı olabilmektedir.  Bu yüzden her ishal benzerlik göstermeyeceği için dışkı kültürü ile tespit edilen hastalığa göre tedavi süreci değişecektir.
  • İshal vakalarında kısa süreli koruma amaçlı kullanılan antibiyotikler mevcuttur. Özellikle crptosporidum etkenine karşı kullanılan bu ilaçlar doğum sonrası 7 gün süreyle sütle karışıtırılarak kullanılmaktadır (Halofuquine ve Paramomisin) etken maddeli ilaçlar bu durumlarda kullanılabilir.


 Bereketli ve Güzel Günler Sizlerin Olsun


Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.