Fosfor Eksikliği (Hipofosfatemi)


Fosforun Vücuttaki Fonksiyonu Nedir?

Fosfor, kalsiyumdan sonra kan ve kemik yapısında en fazla oranda bulunan minarelidir. Vücutta oksijenle birleşerek fosfat formuna dönüşen fosfor, özellikle enerji metabolizmasının ana bileşenlerinden biridir; bundan dolayı her temel metabolik olaya katılır. Fosfat anyonu asit ve baz sisteminin tamponlayıcı unsurudur ve yine  kan dolaşımındaki dengeleyici ana minarelerin başında gelir. Geviş getiren hayvanlarda sütün ve etin yapısına katılan fosforun yetersizliği, birçok organın ve metabolik olayın dengesini bozacağıdan, mutlaka, hayvanların yediği yemlerden yeterli düzeyde fosfor aldığından emin olunmalıdır.

Fosfor Hangi Yemlerde Daha Fazla Bulunur?

Fosfor genel olarak tane yem dediğimiz; arpa, mısır, buğday, yağlı tohum küspeleri ( pamuk, ayçiçeği, soya, kanola) ve kepekte yeterli veya yoğun miktarlarda bulunur. Kaba yemlerde ise düşük düzeydedir. Özellikle mera hayvancılığı yapılan, yoğun silaj yedirilen bölgelerde, ek olarak fosfor takviyesi gerekli olacaktır.

Geviş Getiren Hayvanların Fosfor Yetersizliği

Kanda fosfor düzeyi 4-8mg/dL düzeyindedir. Fosforun 2-4 mg/dL olduğu orta şiddetdeki kronik düşük fosfor düzeyine sahip hayvanların, performansları düşüktür. Büyüme ve döl verimi azalır. Daha şiddetli olgularda, hayvanın yem tüketimi baskılanır.

Yem yemeyle birlikte hayvanlarda, "pika" olarak adlandırılan, toprak, taş, tahta, kemik gibi yabancı cisimleri yeme alışkanlığı artacaktır. Bu pika olgusu özellikle toprakta ve kemik parçalarında fazlaca bulunan botilismus bakterisinin toksini hayvanlarca alınmasına ve botilismus hastalığının ortaya çıkmasına sebep olur.

Kandaki fosfor düzeyi 1 mg/dL altına düştüğü şiddetli vakalarda ise yere uzanma ve felç gözlenebilir. Gebelik döneminde kandaki fosfor miktarının düşmesi sonucunda, hayvan yere uzanır, uyanık görüldüğü halde kalkamaz fakat önüne konan suyu ve yemi tüketebilir. Bu dönemde görülen benzer şekildeki hastalıklar ise düşük kan kasiyumu (hipokalsemi), düşük kan magnezyumu (hipomagnezemi) ve bazı durumlarda, düşük kan gilikozu (gebelik toksemisi) karışabilir veya beraber bu hastalıklarla şekillenebilir.

Doğumdan sonra, özellikle inekler, süt üreterek yoğun miktarda kalsiyum ve fosfor kaybına uğrarlar. Bu durum "süt humması" dediğimiz hastalığa neden olabilmektedir.

Genç hayvanlarda ise fosfor eksikliği, "raşitizm" olarak adlandırılan diğer bir hastalığa neden olmaktadır. Raşitizm özellikle eklemlerde ağrı ve şişkinlikle karakterize, genç hayvanların büyümesini engelleyen bir metabolizma hastalığıdır. Benzer hastalığın yaşlı hayvanlardaki adı "osteomalazi" olarak ifade edilir; gençlerde görülen hastalığa benzer bulgulara sahiptir.

Yetersiz fosfor ile beslenen düve, genç kuzu ve oğlakların, pelvis (leğen) kemikleri dar olacağından doğum güçlüğü yaşama ihtimalleri yüksektir.

 Yine fosfor eksikliğinden kaynaklanan, sağmal ineklerde doğumdan sonra kansızlık ( anemi) ve idrarda kan ( hemoglobinüri) görülmesi ile karakterize diğer bir hastalık, doğum sonrası hemoglobinüri'dir.

Bereketli ve güzel günler sizlerin olsun.

Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.