Hızlı Koyunculuk



Kendiniz hakkında biraz bilgi verir misiniz? 

Biz Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesi Oklalı Köyü’nde faaliyet gösteriyoruz. 500 civarında anaç koyunumuz var, kuzu sayımız duruma göre değişiyor. Başımızda babam Ferit Hızlı, kardeşlerim Feriz ve Feramis Hızlı ile birlikte bir aile işletmesiyiz (Hızlı Koyunculuk).


Ben Ferudun Hızlı, 49 yaşındayım. Ankara Üniversitesi 2 yıllık Makine bölümü mezunuyum. 2 oğlum var. Onlar da şu anda üniversite okuyorlar. Okuldan tatile geldiklerinde, yaz tatillerinde sürekli bizim koyunculuk ve çiftçilik işlerine yardım ediyorlar. Bu şekilde dede, oğul ve torunlar olarak 3 kuşak bir arada devam ediyoruz. Tabii bizimle birlikte duruma göre 3 veya 4  ücretli çalışanımız var.




Bizler 3 kardeşin koyunculuk ve çiftçilik haricinde sürekli çalıştığımız işlerimiz de var. Babam sürekli işin başında... İşleri ve adamları organize ediyor. Biz de işten çıktığımız gibi işin başına geliyoruz. Ücretli çalışanlarımız koyunların meraya çıkarılıp otlatılmasından; evde bir kişi evdeki hayvanların beslenmesinden sorumludur. Kardeşlerim ve ben koyun ve kuzuların sağlık işlerini, her türlü tedavi, ilaç, aşı, koç katımı, damızlığa ayırılacak kuzu, kasaplık kuzu, yapılacak tadilat tamirat işlerini ve çiftçilik işlerini takip ediyoruz. Herkese göre bir iş var kısacası.

Hayvancılıkla ilgilenmeye nasıl ve ne zaman başladınız?



Hayvancılık bizde doğduğumdan beri hep var. Dedelerden kalma bir meslek. Babamı İstanbul'a çalışmaya gönderiyor dedem. Oto tamirciliği falan çeşitli işlerde çalışıyor. Gün gelip evleniyor. Minibüs hattı var; fakat bir gün olsun koyunlar aklımdan çıkmadı deyip tası tarağı toplayıp köye dönüyor. Koyunculuğa başlıyor tekrar. Kısacası doğuştan beri var. Babam bizi bu meslekle büyüttü ve yetiştirdi.

Hangi ırkları yetiştiriyorsunuz? Daha önce farklı ırklar yetiştirdiniz mi?

Kıvırcık, Tahirova, Sakız cinsi koyunlarda yetiştirdik; fakat elimizdeki Merinos cinsi koyunların kuzularının, kantarda  diğer ırktan olan kuzulara 5-6 kg fark attığını görünce koç sürümüzü tamamen yenilemeye karar verdik.

Daha önce koç sürümüz biraz karışıktı işin gerçeği. Merinos Tahirova kırması, Merinos Kıvırcık kırması, hatta boylu poslu olan Sakız koç varsa onu bile kullanmışlığımız oldu.




Tabii doğan kuzular da karışık oluyordu. Belli bir standart yakalayamıyorduk. Fakat kantar alıp ana baba merinos olan kuzuların farkını görünce- elimizde 15 tane koç olmasına rağmen-gittik bir üniversitenin proje çalışmasında kullandığı 5 tane çok iyi Karacabey Merinos koç aldık. Tabii bununla birlikte, doğan kuzu kalitesi de değişti. Şimdi yine onlardan doğan dişi ve erkek kuzulardan koyun ve damızlık koç kalitemizi iyileştirmeye, tek ırka dönmeye çalışıyoruz. Koyunlarımızın içinde hâlâ sakız, Tahirova, Kıvırcık koyunlar da var. Tüm sürüyü birden ıslah edemiyorsunuz. Zamanla hepsini Merinosa çevirmek niyetindeyiz.

Yetiştirdiğiniz tür ile çalışmanız hakkında biraz bilgi verir misiniz? Bu türe ilgisi olan, yetiştirmek isteyenlere ne gibi önerileriniz olur?

Artık koyunculuk olsun, diğer büyükbaş olsun, çiftçilik olsun, tüm alanlarda sistemli çalışmaz ve işe endüstriyel bakmazsanız ayakta kalmanız zor. Belki eskiler kızacak, zaman zaman babamla biz bile bazı uygulamaları yapma konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Uzun lafın kısası, babadan kalma yöntemler ile devam etmek zor.





Öncelikle ne yapacağınıza karar vereceksiniz. Et mi yetiştireceksiniz süt mü ? Et yetiştirecekseniz koyununuz et ırkı olacak. Süt yetiştirecekseniz süt ırkı olacak. Biz et ürettiğimiz için et ırkı olan Merinosu seçtik. Çünkü çevremizde çeşitli bölgelerde var. Yarın bir gün damızlık olarak satmak istersem damızlık satabileceğimiz pazar var.

Başka et ırkı koyunlar yok mu? Var elbette. Bir sürü ithal Irklar... Ama onların bölgemize uyumu nasıldır? Sürü kabiliyeti nasıldır? Merada verimi nasıldır? Hastalıklara karşı direnci nasıldır, bilmiyoruz.

O zaman biz niye bir sürü para verip maceraya atılalım. Şunu unutmadan söyleyeyim. Bazen bize soruyorlar sizinkiler ne Merinosu diye... Sevgili kardeşim sen koyuna iyi bak, sistemli çalış da ne Merinosu olduğuna takılma. İşini iyi yapmaz, hayvana bakmazsan Zümrüdüanka Merinosu olsa da sen bakamazsın. Kısaca Merinos olsun da çamurdan olsun. Anadolu Merinosu da iyidir. Karacabey Merinosu da iyidir işini yapana.




Gelelim “biz nasıl çalışıyoruz” meselesine... 

Biz, oturttuğumuz sistem ile 24 ayda 3 defa kuzu alıyoruz. Bunu nasıl yapıyoruz ? Bir nevi fabrika bant usulü... Az önce endüstriyel çalışmazsanız demiştim. Bizim koyunlarımız yılın 12 ayında meradan faydalanabilir. Bizde sadece doğum yapan koyun içeri girer ve yem ile beslenir. 4 ay sonra koçlanıp meraya çıkar. Doğum yapan koyunu çok iyi besleriz. Kuzusu 2 veya 2 buçuk aylık olunca kuzuları ayırıp koç salarız. Bu yaptığımız iyi beslenme, hem koyunun güçlü kalmasını sağlar hem de koçlanma öncesi flushing olur.




Koçlar koyunların içinde 40 gün durur ve koçlanma bitince sürüden ayrılır. Koyunlar da tekrar meraya salınır. Bu sistemi yapmak isterseniz koyuna iyi bakmalı ve kondisyonlarını 4 olacak şekilde tutmalısınız. Yoksa artık yılda 1 defa kuzu alayım, ben bu işten para kazanayım devri bitti. Tabii bu sistem sadece uygulamayla da bitmiyor.


İyi bir kayıt geçmişiniz olmalı. Ya bu konuda bu sistemi yapan profesyonel firmalardan destek alacaksınız ( Örnek Farmow ).




Ya da bizim kendi yaptığımız excel sistemi ile kayıt tutacaksınız ki, doğum sıklığınızı, ikizlik oranlarınızı, kuzu ölüm oranlarınızı, doğum yapmayan koyunlarınızı gibi bir çok veriyi takip edebilesiniz. Bunun örnekleri uygulamaları sayfamızda mevcuttur.


Kuzularımızı 20 günlük olduklarında yavaş yavaş yeme alıştırırız. Koyduğumuz kaşak denen bölme ile istedikleri zaman annelerini emer, istedikleri zaman yem yerler; fakat 2 buçuk aydan sonra tamamen anneden ayrılırlar. Bu arada, koyunların olsun kuzuların olsun tüm aşılama, hastalıklarla mücadele gibi işlerini kendimiz yapıyoruz.




Tüm bunları veterinere danışarak ve kendi tecrübemize bakarak yapıyoruz. Yetiştirici arkadaşlara tavsiyemiz, internet guruplarında tedavi aramak çok doğru değil. Tamam bazı faydalı bilgiler çıkabiliyor ama muhakkak işini bilen veterinerlerden yardım alsınlar.


Elinizdeki ırkın en çok sevdiğiniz özelliği nedir? Başka iyi veya zor yönleri nelerdir?

Merinos ırkı etçil, et verimi yüksek bir ırktır. Bunu kuzularımızın tartımlarını yaparak da takip ediyoruz; sadece sözde kalmıyor. Sürü halinde yaşama kabiliyetleri iyi. Sakin kanlı ve uysal hayvanlar. Bazı koyun ırklarının içine girersin... Tutman mümkün değil. Bulunduğumuz bölgenin mevsim şartlarına uyan hayvanlar sorun çıkarmıyorlar. Doğru seleksiyonla ikizlik oranları güzel. % 70 seviyelerini yakalıyoruz. Kuvvetli hayvanlar oldukları için kuzularının yaşama kabiliyetleri de güzel.




Zor yönü demeyelim ama iyi bakacaksınız alın. Bakamayacaksanız almayın diyebileceğim bir koyun ırkı. Başka bir koyun türü belki çöp yer kışı çıkar; ama kuzusu da o kadar olur. Merinos yer ve hakkını verir.


Genç üreticilere tavsiyeleriniz nelerdir?

Genç üreticilere ve yeni başlayacaklara tavsiyem. Öyle devlet baba sıfır faizli kredi veriyor. “100 koyun alayım, adam tutayım, paraya para demeyim, para sayma makinesi alayım” öyle bir dünya yok. Devletin parasına da yazık, size de yazık.


Öncelikle çizmeyi giyeceksiniz, çoluk çocuk, karı-kızan kendiniz bu işi yapacaksınız. Her yerinizin kokacağını,... içinde çalışacağınızı bilecek göze alacaksınız. Sonra yukarıda yazdığım işlerin hepsini kendiniz yapacaksınız. Adam da tutsanız hepsini kendiniz bileceksiniz; yoksa adamlar sizi koyun diye güder. Koyunu otlatacak meranız yoksa bizden tavsiye...




Hiç başlamayın. Merasız zor. Tarlanı kendin ekeceksin, samanını otunu kendin yetiştireceksin. Çok geniş yerin olacak, hayvanların yattığı yer senin yattığın yer kadar iyi olacak. Kendi yatmayacağın yerde kuzuyu kesinlikle yatırmayacaksın. Her türlü aşılama, iğne vurma işini bileceksin. Et yada süt işi ne yaparsan yap sistemli yapacaksın.


Tüm bunları yaptın... Koyun alacaksın. İnternette duyduğun “şu kadar koyundan şu kadar para kazanırsın” hesaplarına sakın inanma. Yok efendim şu romantik isimli Fransız koyunundan 50 koyun bakarsan, tanesi 4000 TL’den damızlık satarsan, %69 ikizlik yaptığında şu kadar para kazanırsın. Başka birisi daha insaflı o tanesi 2000 TL’den damızlık satarsan diye video çekmiş, halk günü var herhalde.



Sormak lazım; Devlet krediyi kesince nasıl bir hesap yapacaksınız, kaç tane damızlık satacaksınız? Sevgili genç kardeşim! Sen hesabını “hiç damızlık satamazsam” üzerine yap. Yaz çıkarsa bahtına. Koyun alırken de bölge şartlarına uyum sağlayıp sağlamayacağına bakarak ve kazanç hesaplarını en düşük ihtimallere göre yap ki hayal kırıklığı yaşamayasın.


Geniş bir aile, ekip değilseniz sosyal hayatınız çok zor olacak. Tüm bunları göze alarak başlayın. Çalışmaktan korkmayacaksanız başlayın. Ayrıca büyük bir sermaye ile kalabalık bir hayvan sayısı ile değil, 1 yıl az bir hayvan ile başlayın ki yapıp yapamayacağınızı görün. Yapamazsanız büyük zarar etmeyin.


Hayvancılık sektöründe  en çok hangi konuda sıkıntılılar yaşıyorsunuz?



Mera ıslahı için yılın belli aylarında mera tamamen yasaklanıyor. Tedbir olarak kendi tarlalarımızı otlatıyoruz; fakat bu kadar hayvanla zor oluyor. Mera ıslahına karşı değiliz; ama bunun sistemli yapılması gerek. Tamamen kapatmak yerine, merayı parçalara bölerek yapmak gerek. Merada su sıkıntısı çekiyoruz. Bunlara da çözümler bulunsa güzel olur.


Hayvan sağlığı konusunda, rastgele ve tahmin odaklı tedavi ile çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bu hem maliyet hem de çevreye verilen atık bakımından kötü bir durum. Örneğin benim bir koyunum-kuzum hastalandığında insanlarda olduğu gibi kan tahlili yapılsa, çeşitli tetkiklerden sonra tedavi yoluna gidilse, daha az hayvan ölümü ile daha az parasal kayıp olur.




Biz rastgele “o antibiyotiği vur, bu vitamini vur, bu minerali yap” yöntemine gidiyoruz. Bu ilaç atıkları da toprağa karışıyor. Sonra ilaç fiyatları çok değişken ve dolandırıcılığa açık. Bunları devletin tarım müdürlükleri satamaz mı?

Tarım bakanı siz olsaydınız yapacağınız ilk üç şey ne olurdu?

Bir yerde okumuştum. Avustralya'da koyun sayısı 70 milyondan 35 milyona iniyor ve yine de aynı verimi elde ediyorlar. Demek ki hayvan sayınızın fazlalığı değil, niteliği önemli.


Yapacağım 1. İş: Yaptığımız işi daha verimli hale nasıl getiririz olurdu. Bunun için hayvan kalitemizi arttırmaya teşvik ederdim yetiştiricileri. Tabii bu konuya yetiştiriciyi ikna etmek için eğitim şart. Tarım müdürlükleri aracılığıyla bunun eğitimini verirdim. Sonra çok yüksek sayıda kuzu ölümleri gerçekleşiyor ülkemizde.

Koyunu çok doğurtmak marifet olduğu gibi doğan kuzuyu yaşatmak daha büyük marifettir. Bizim kuzu ölümlerimiz %5 civarında şu anda. Gerek kuzu ölümleri, gerekse koyun ölümlerini önlemek için Türkiye'de belirli bölgelerde ( örneğin Trakya’da orta noktada bir yere yapsanız tüm Trakya'ya yeter) hayvan hastaneleri yapardım. Şu anda benim bildiğim en yakın Pendik'te var.

Tarım müdürlüklerinde bulunan veterinerleri daha etkili hâle getirir, tıpkı köy sağlık ocakları gibi, köy sorumlu veterinerleri yapardım. İlaç satışı konusunda yine Tarım Müdürlükleri vasıtası ile ucuz ilaç temin edilmesini sağlardım.




Yapacağım 2. İş: Devlet tamamen iyi niyetle, insanları hayvancılığa teşvik için çok uygun krediler veriyor. Peki bu kredilerin büyük çoğunluğu kime gidiyor? Bu mesleği daha önce hiç yapmamış, düşük faizle krediyi duyup koşan başka meslek erbaplarına gidiyor. Sonuç: Birkaç yıl içinde batık...

Ben tarım bakanı olsam “sahaya iner, kimler bu işleri yıllardır yapıyor, kimler işini büyütmek istiyor, kimlere vereceğim para boşa gitmez” onu araştırır krediyi ona veririm. Bu tip üreticiden teminat dahi almam. Adam işini büyütecek ama teminatı yok, büyütemiyor. Yeni başlayacak biri kredi mi istiyor, ondan 2 kat teminat alırım ki parayı batırırsa devlet zarar görmesin.




Yapacağım 3. İş: Gençlere bu işi yapacak ve işi devam ettirecek sosyolojik alt yapı sağlanmalıdır. Çünkü hayvancılık yapan, koyun bakan bir adam evlenmekte zorluk çekmektedir. Evlenecek kızlarda “ne yapacan onunla evlenip, hayvan mı bakıcan, kasabada yaşayan biriyle evlen rahat et” mantığı oluşmuştur. Bu yüzden de gençler mecburen köyleri terk etmiştir. “Vay be! Adam hayvancılık yapıyor bu adamla evlenirsem aç kalmam” mantığı gelebilmesi. Bu işi yapan gençler de ailesini öyle veya böyle şehirde yaşayan insanların yaşam standartlarına çıkarabilmelidir.


Hayvancılık ve tarım konusunda bulunduğunuz şehirdeki en büyük eksiklik nedir?

Bulunduğumuz bölgede, yukarıda da belirttiğimiz gibi kolayca ulaşacağınız bir hayvan hastanesi olsa güzel olurdu.

Kuzu veya damızlık satışlarınız hangi zamanlarda olmaktadır?



Yukarıda da belirttiğimiz gibi 24 ayda 3 defa doğum yaptırdığımız-fabrika usulü koçlandırdığımız için-bizde sürekli kuzu doğumu oluyor ve sürekli kuzu satışı oluyor. Bir sürünün doğumları bittiğinde diğer sürünün doğumları başlıyor. Tabii damızlık kuzu farklı bir durum. Onları kasaplıkların içinden ayırıyoruz. 40-50 adet biriktikçe satışa sunuyoruz.

Farmow için bir öneriniz var mı?

Gördüğüm kadarıyla hayvan takip ve kayıt sistemleri satıyorsunuz. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, biz yetiştiriciler artık sistemli çalışmazsak başarılı olma şansımız yok. O yüzden yetiştirici arkadaşlara bir takip sistemlerinin olması gerektiğini ısrarla belirtiyorum.




Siz Farmow ailesi, takip sistemleri satmakla birlikte üreticiler için faydalı bilgiler de sunuyorsunuz. Bu faydalı bilgileri sunmaya devam etmeniz çok güzel olacaktır. Bu durum zamanla tanınırlığınızı ve güvenilirliğinizi arttıracaktır. Sayfanızda satılık ilan tarzında bir seçenek olsa nasıl olur ? O da sizin kararınız. Hızlı Koyunculuk adına çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.


Resimler Hızlı Koyunculuk'a aittir, izinsiz kulanılamaz. 
















Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.