Kıyak Jersey Sığır Irkı Çiftliği
Kendiniz Hakkında Biraz Bilgi Verebilir misiniz?
Adım Serdar Kıyak. Ocak 1987 Denizli doğumluyum. Yüksekokul Satış Yönetimi mezunuyum. Mesleğim çiftçilik ve hayvancılık. Abimle birlikte de yaklaşık 3 yıldır bu işi yapıyoruz. Bakanlık kontrolünde, izinli perakende süt satışı yapıyoruz. Her ay sütümü analiz ettiriyoruz. Yağ, protein miktarı, somatik ve canlı bakteri sayılarının bilgilerini Gıda Kontrol Şubemizde yaptırıyoruz.
Hayvancılıkla İlgilenmeye Ne Zaman ve Nasıl Başladınız?
Hayvancılık bizim ata mesleği. Başlamış olduğum herhangi bir tarih yok ama aktif olarak yaklaşık 15 yıldır hayvancılığın içerisindeyim.
Hangi Irkları Yetiştiriyorsunuz? Daha Önce Farklı Irklar Yetiştirdiniz mi?
Şu anda 40 adet Jersey ırkı yetiştiriyoruz. Bu ırklar bize geleli 40 gün oldu. Daha önce Simental ırkı yetiştirdik.
Yetiştirdiğiniz Türlerle İlgili Tecrübeleriniz Nelerdir? İlgisi Olanlara Ne Gibi Önerileriniz Olur?
Jersey ırkına bu sene geçtik. Danimarka’dan aldık. Onun hakkında internet üzerinden aldığımız bilgiler var. Adaptasyon açısından Denizli’nin çok sıcak olması, yaz aylarının 40-42 dereceyi bulması bizi Jersey açısından düşündürdü. Çünkü İskandinav ülkesinde, soğuk bir iklime sahip… Biz önce tereddüt ettik ama orada bize gönderdikleri ülkeleri söylediler. Kazakistan, Türkmenistan hatta Dubai bölgesine göndereceklerini söylediler. Dünyada iklim açısından adaptasyonu en iyi sağlayabilen ırklardan birisi olduğunu belirttiler. O yüzden hiç şüphe duymadan aldık. İşletmemize geleli 40-42 gün oldu ve şu ana kadar hiçbir sorun yaşamadılar.
Biz uzun yıllar Avusturya Simental’i besledik. Yaklaşık 60 adet yetiştirdik. Süt ve yağ oranları bizim rasyonlarımız itibariyle ortalamaların üzerinde yüksekti. Yaklaşık 228 litre süt ortalaması aldık. Tanımış olduğum, bildiğim diğer ırklara göre en dayanıklı ırk, Jersey ile tanışana kadar Simental ırkıydı. Hastalıklara karşı dayanıklı, dirençli olduğunu gördük. Sütün kalitesi, özellikle yağ oranı yüksekti. Biz sütümüzü perakende satıyoruz, müşteri memnuniyetini zaten alıyorduk.
Pedigri raporlarına göre konuşacak olursak Jersey’in, Simental’den kat ve kat daha iyi olduğunu gördük. Şubat ayında doğumlarımız başlayacak, bu farkı birebir göreceğiz inşallah.
Jersey’in sütündeki yağ oranının araştırdığımız ve Danimarka’ya gittiğimizde firmanın bize 5 kuşak geriye sunduğu pedigri raporlarına göre 5.7 ile 6.8 arasında olduğunu öğrendik. Hatta orada 1400 başlık sağılır bir çiftliğe gittik. Oradaki çiftliğin de o anki yağ ortalamasının 5.3 olduğunu söylediler.
İlgisi olanlara şiddetle tavsiye ediyorum. Özellikle diğer illerde perakende olarak satış yapmak isteyenler için şiddetle tavsiye ederim. Birkaç kişiden duyduklarıma göre süt almak için müşterilere randevu verildiğini duydum. O denli kaliteli bir süt olduğunu birkaç kişiden duydum. Zaten yanlış hatırlamıyorsam sadece Jersey ırkı besleyen çiftlik Türkiye’de 3 ya da 4 çiftlikte var ve bunların da perakende süt satışları, talepler oldukça yüksek.
Önceden bizim bölgede Simental’e çok iyi gözle bakılıyordu, herkes Simental alma merakındaydı. Ben artık Simental devrinin yavaş yavaş biteceğini ve artık kombine süt ırklarından olan Jersey ırkına yönelimin artacağını düşünüyorum.
Maliyet açısından konuşacak olursak; evet yurt dışı yol maliyeti, sigorta maliyeti gibi faaliyetleri hesaplayınca biraz pahalı geliyor. Ama aradaki farkı kaliteyle kıyaslarsak çok da bir fark görünmüyor. Biz Simental ırkı hayvanları çoğaltmak için, hastalıktan arî olan birkaç çiftlik dolaşmıştık. Türk parası ile 19.500 TL civarındaydı. Jersey ırkını araştırdığımızda Danimarka’da 22.000 TL gibi bir fiyatla karşılaştık. Daha kaliteli bir ırk getireceğimiz için aradaki çok bir fark olmadığını düşündük ve Jersey’i tercih ettik.
Simental ile Jersey Irkını Kıyaslayacak Olursanız Neler Söylersiniz?
Simental ırkının özellikle et konusunda yüksek bir randıman verdiğini gördük. Biz zaten süt amaçlı dişi ağırlıklı beslediğimiz için birkaç dönemde erkek buzağı yetiştirdik ve bunun et ağırlığının gerçekten Simental’de yüksek olduğunu gördük. Agresiflik olarak bakarsak Simental’in hırçın bir yapısı var. Bahsettiğim gibi hastalıklara karşı çok dirençli. Ama bazı yönlerde sıkıntı yaşadık. Simental’in mastitis ve tırnak yapısının Jersey’e göre daha güçsüz olduğunu gördük. Jersey’in süt verimlerini yine pedigri raporlarına göre baktığımızda, 5 kuşak jenerasyondaki süt ortalamalarının 27 ile 32 litre arasında olduğunu gördük. Simental’in bizim çiftliğimizdeki süt ortalamaları 24-25 Litre civarıydı. Jersey’lerin fazla olduğunu gördük. Bizim şu anda getirmiş olduğumuz 40 adet hayvanın süt ortalamaları 27 litre. Aslında o açıdan da şüphemiz vardı; çünkü Karadeniz bölgesindeki Jersey ırklarının çok süt vermediğini ama muhteşem yağının olduğunu vs. duyuyorduk. Ama Danimarka’nın 60 yıllık hayvan tecrübesinden sonra oluşan bu ırkların süt ortalamasını yüksek tuttuklarını, hatta oradaki gezmiş olduğumuz süt çiftliklerinde süt ortalamalarının muhteşem; Holstein ırkına yakın bir verim elde ettiklerini gördük. Yani biz duyumlara göre değil de gördüklerimize göre hareket ettik. Protein oranlarına baktığımızda Simental ırkının %3 civarıysa Jersey’in %4-4.5 civarı olduğu söyleniyor.
Jersey ırkına baktığımızda daha duygusal, daha meraklı hatta ayak ve meme açısından da daha dirençli olduğunu 40 gün içerisinde gördük. Oransal olarak söylersek Jersey, Simental’den %60-70 oranında daha iyi derim.
Jersey Irkına Geçme Nedeniniz Nedir?
15 yıldır hayvancılığın içindeyim; fakat yaklaşık 7 yıldır sütü perakende satıyorum. Artık diğer aracı kuruluşlara vermiyorum. Denizli’de de perakende sektörü gelişmeye başladı. Daha doğrusu rekabet artmaya başladı. Tanıdığımız kişilerin Danimarka’dan Danimarka Kırmızısı alıp gelmesi, burada süt kalitelerini biraz daha arttırmaları, müşterilerin sütün yağ ve protein oranlarına ve sütün kalitesine bakarak tercih etmeleri bizi Jersey ırkına yöneltti. Öncesinde beslediğimiz Simental ırkında yağ oranları 4.3-4.5 civarı geliyordu. Jersey ırkını araştırdık. Dayanıklılığını, ortama uyumunu, süt verimini, sütündeki yağ ve protein oranlarını vs. hepsini araştırdık. Bu neticede Jersey ırkı ile rakiplerimizin bir hatta iki adım önüne geçebileceğimizi düşündük. Abimle birlikte bizzat kendimiz Danimarka’ya gittik, hayvanlarımızı seçtik. Danimarka’ya gittiğimizde hemen hemen manda sütüne en yakın ırkın Jersey olduğunu söylediler.
Jersey ırklarında en çok dikkatimizi çeken olaylardan birisi de sütünün içinde bulunan A2 enzimi varmış. Diğer ırkların sütünden ayıran bir A2 enzimi. Diğer ırklar A1 sütü olarak geçerken, Jersey A2 sütü olarak geçiyormuş. Bunu Danimarka’da öğrendik. A2 nedir diye sorduğumuzda da süte alerjisi olanların, süt içmekte zorlanan kişilerin Jersey sütünü gayet rahat, hiçbir şekilde sıkıntı yaşamadan içebildiklerini öğrendik. Bunun da ilerleyen dönemlerde tanıtımını Denizli’ye yapacağız.
Elinizdeki Irkların En Çok Sevdiğiniz Özelliği Nedir? İyi veya Zor Yönleri Nelerdir?
Utangaç bir yapısı var. Yüz simalarının ceylana benzemelerini çok seviyoruz. Artık biz onlara ceylanlarımız diyoruz. Danimarka’da 40-45 günlük buzağılarını gördük. Uzaktan baktığınızda yerde bir ceylan yatıyor sanırsınız ve o derece bir albenisi var. Doğumları sabırsızlıkla bekliyoruz.
Simental’in doğum ağırlığı 25-35 kg, hatta 40 kg’a kadar doğum yapıyorlar. Ama Jersey ırkının doğum ağırlıkları 20-25 kg’ı geçmiyor. Bu nedenle de en kolay doğum yapan ırklardan birisi de bu. İyi yönlerinden birisi de kesinlikle yem seçiciliği yapmıyor. Biz burada da tereddüte kapıldık. Çünkü Danimarka çayır meraya yönelik bir memleket olduğu için biz burada o ihtiyacı karşılayamayacağımızı bildiğimiz için belki kaba yem tüketiminde sıkıntı yaşarız dedik; ama kesinlikle yem seçiciliği yapmıyor. Hatta tırdan indirdiğimiz ilk gün bile gayet güzel rasyonlu bir şekilde yemeye başladılar.
Zor yönlerini 40 günlük süre içerisinde gördüğüm kadarıyla söylemek gerekirse sosyalleşmeleri diğer ırklara göre çok fazla. Bu sosyalleşmeden dolayı sürüyü dışarıya çıkardığımızda, birbirlerinden kopmak istemiyorlar. Ayırmak istiyoruz ama bunlarda bir gruplaşma, duygusal bir bağ var. Bu özelliğinin de çok kötü bir yanı olduğunu düşünmüyorum.
Genç Üreticilere Tavsiyeleriniz Nelerdir?
Öncelikle en başta hayvanı, hayvancılığı sevmesi lazım. Bu ırkla başarmak çok kolay, tavsiye ederim. İmkânı olan tüm isteyenlere, özellikle perakende satış yapma konusuna yoğunlaşmalarını şiddetle tavsiye ederim.
Bu tarz kaliteli ırklar getirmeye çalışsınlar, araştırsınlar, yılmasınlar. Köyde yaşayanlar için hayvancılığı tercih etmelerini isterim. Herkes süt fiyatlarının düşük, yem fiyatlarının yüksek olduğundan mustarip ama ben yıllardır yapıyorum, kazanıyorum. Perakende sattığım zamanda da normal sattığım zamanda da kazandım. Şunu düşünüyorum; kalite her zaman kazanır. Ben bu yolda ilerledim. Bu yüzden kaliteli ırk, kaliteli yem kullanarak ilerlerlerse illa ki fiyat farkını göreceklerdir.
Hayvancılık Sektöründe En Çok Hangi Konularda Sıkıntılar Yaşıyorsunuz?
En çok yaşadığım sıkıntı yer konusu. Bulunduğum Pamukkale ilçesinde, buradaki kurumların bize hayvancılık yapabileceğimize dair herhangi bir yer göstermemeleri ya da mevcuttaki yerimizde yeni bir işletme yapamamam konusunda sıkıntılar yaşıyorum. Mesela benim şu andaki işletmemin kapasitesi yaklaşık 60 baş hayvanlık. Ben bu konuda daha çok ilerlemek istiyorum. Özellikle Denizli ve Ege Bölgesi’nde Jersey’i daha da geliştirmek ve birçok insana ulaştırmak istiyorum. Ama bunun için kapasitemi arttırmam gerekiyor. Bu konuda ve çiftlik kurmam konusunda çok engeller yaşıyoruz. Prosedürler çok fazla.
Yerim var ama çiftlik yapamıyorum. Burada hayvancılığı geliştiremiyorum. Geliştirmem için de Denizli yerleşim yerinden en az 1-2 saatlik, çok daha uzak bir bölgeye gitmeye teşvik ediyorlar. Ben de sütü perakende sattığım için, benim nihai tüketiciye bunu ulaştırabilmem için yerleşim yerine en az 15-20 dakika uzaklıkta olan bir çiftliğimin olması gerekir ki arazilerim buna uygun bir şekilde ama kısıtlamalardan dolayı yapamıyorum.
Tarım Bakanı Olsaydınız Yapacağınız İlk 3 Şey Ne Olurdu?
İlk yapacağım şey, hayvancılıkta Türkiye’ye ait gerçekten bir gen ortaya çıkarmak isterdim ve bunun için her türlü harcamayı yapabilirdim. Çünkü Danimarka’ya gittikten sonra bu hayvancılık konusunda gerçekten ufkumuz çok açıldı. Bizden nüfus ve yüz ölçümü bakımından çok küçük bir ülkenin gen konusunda 60 yılını verdiğini duyduk ve gerçekten çok üzüldük.
İkinci olarak toprak politikasını değiştirmek isterim. Topraklarımız Türkiye’de çok bölünüyor. Tarım ve hayvancılık açısından hiç gelişemiyoruz.
Son olarak da mekanizasyon konusuna öncelik verirdim. Mekanizasyon artık Türklerin geleceği olmalı. Maliyetleri minimize edecek bir şey bu. Ama biz maalesef hala birtakım şeyleri yurt dışından alıyoruz. Tarım ve hayvancılık ülkesi olsak gerçekten birçok ağır sanayiye ihtiyacımız bile kalmayacak.
Tarım ve Hayvancılık Konusunda bulunduğunuz Şehirde En Büyük Eksiklik Nelerdir?
Kurullar arası iletişimdeki eksiklik konusunda çok sıkıntı yaşıyoruz. Kurumlar bazı olaylardan bihaber. Biz perakende süt satış izin belgesini alırken bile epey bir zorlandık.
Damızlık Satışlarınız Hangi Zamanlarda?
Şu anda yok. Getirmiş olduğumuz hayvanlara dişi sperma atılmış olarak aldık. Bu 40 adet buzağıyı herhangi bir kayıpsız elde edersek 2022 yılının sonlarına doğru satışını yapmayı düşünüyoruz. Önceliğimiz kendimizi geliştirmek.
Farmow İçin Bir Öneriniz Var mı?
Kendim inceleyemedim; fakat abimden ve sizin anlattıklarınıza göre gerçekten faydalı olduğunu düşünüyorum. Birçok üreticinin eksik bilgiyle yatırım yaptığını görüyoruz, şahit olduk.
İletişim anlamında deneyimli-deneyimsiz çiftçilerin bir araya getirilmesi konusunda faydası olabilir.
Hazirlayan: Eda Vanlıoğlu
Edit: Suleyman Akcapinar
Breeder Info
- +90 545 373 00 13
- Pamukkale - Denizli - TR
- Danish Jersey Jersey
BreedsMore
IllnessesMore
Forage cropsMore
- Патологическая физиология голодания Arina TARAN
- Дефицит фосфора (гипофосфатемия) Hipofosfatemi Arina TARAN
- Какие бывают кормораздатчики для ферм КРС? Irina Makarova
- Кормушки для овец Diana Myakisheva
- Питание домашних коз: что едят, виды корма и правила кормления Alina Arslantürk
- Важность минералов питании сельскохозяйственных животных Irina Makarova