Soylu Tarım Assaf Koyun Yetiştiriciliği



Kendiniz Hakkında Biraz Bilgi Verebilir misiniz?

Adana’da doğdum ve büyüdüm. Evliyim. Üniversite mezunuyum ve bir süre yurt dışında eğitim aldım. Daha sonra Niğde’ye yerleştim. Tarım ve hayvancılıkla ilgilenmeye başladım. Soylu Tarım Assaf Koyun çiftliği kurdum.


Hayvancılıkla İlgilenmeye Ne Zaman ve Nasıl Başladınız?

Bizim Mersin’de yem fabrikamız var. 2000’de tarımla ilgilenmeye başladım. 2015’ten beri zaten hayvancılığın içindeyiz. 2015’te hayvancılıkla uğraşırken yem pazarlamasına çıkıp gözlem yapıyordum. Bu sene de kendi çiftliğimizi kurduk. Şu an verim ve adaptasyon açısından deneme aşamasındayız. Süt sığırcılığı oturmuş vaziyette. Hatta Avrupa ortalamasının da önünde diyebilirim; fakat süt koyunculuğu çok yeni ve profesyonellik çok az. Esas hedefimiz 2000 baş civarı çiftlik oluşturmak. Türkiye’nin Assaf damızlık ihtiyacının bir kısmını en azından biz karşılamak istiyoruz.


Hangi Irkları Yetiştiriyorsunuz? Daha Önce Farklı Irklar Yetiştirdiniz mi?

Assaf Koyunu yetiştiriciliği yapıyorum. Bu bizim ikinci kışımız. Daha önce farklı koyun ırkları yetiştirmedim. Daha önce büyükbaş besi yapıyordum.


Yetiştirdiğiniz Türlerle İlgili Tecrübeleriniz Neler? İlgisi Olanlara Ne Gibi Önerileriniz Olur?


İlk tavsiyem ızgara taban yapmaları olur; çünkü biz düztaban, toprak zemin yaptık. Kangrenli mastitis problemi ile uğraşıyoruz. İki üç haftada bir 1 adet koyunumuzu kaybediyoruz. (Memesi köreliyor.) Bu çok ciddi bir sıkıntı bizim için. Süt koyunculuğu yapılacaksa en temel şartlardan birisi ızgara zemin…


İkinci tavsiyem; iyi bir ithalatçı ile kaliteli bir koyun getirmek lazım. Çünkü ben kendi sürü takip sistemime baktığımda koyunlarım aynı yemi tüketmesine rağmen verimlerinde ciddi farklılıklar oluyor. Mesela bazıları günlük 1 litre süt verirken bazıları 3-3,5 litre süt veriyor. Bu farklılıklar koyunun geldiği sürünün ıslah çalışmalarının düzenli yapılmamasından kaynaklanıyor. Bu durum iyi bir takiple düzeltilebilir. Biz ikinci, üçüncü nesilde laktasyon ortalamamızı 400 litreye çıkarmayı planlıyoruz.


Profesyonel çalışılırsa hayvancılıkta en çok kazandıran dal bu; fakat meşakkat açısından da zor olduğunu söylemeliyim. Bu çok uğraştırıyor. Süt sığırcılığında bir hayvanla uğraşırken burada en az 5-6 tane hayvanla uğraşıyorsun. İş yükü bakımından çok daha fazla. Ben aynı sermaye ile 50 başlık bir süt sığırcılığı işletmesi de kurabilirim. Orada 50 hayvanla uğraşacakken burada 250 hayvan ile uğraşıyorum. Bu açıdan zor. Onun dışında sistemli olarak yapılırsa personelle birlikte iş gücü oldukça azalıyor.


Assaf üretmekte sürü takip işi çok çok önemli; çünkü çok karışıyor. Zaten bireysel olarak fazla tedavi yapılmıyor. Sürü tedavisi yapılıyor; ama ne olursa olsun kayıtlar ve hayvanın şeceresinin tutulması çok önemli.


Genetik kaliteye ve hayvanın alındığı yerden verim kalitesine dikkat edilmesi gerekiyor. Şu an - kuzular hariç - 250 hayvanımız var. Onları da sayarsak 350-400’ü buluyor. Yıl boyu süt üretmek için sürümüzü ikiye böldük. İlk grupta 1. Laktasyon ortalama 250-300 litre arası süt sağdık.


Biyogüvenlik konusunda gerekli özenin gösterilmesi lazım. Biz çiftliğimize dışarıdan ziyaretçi kabul etmiyoruz. Hayvanların olduğu kısma kimse giremiyor. Müşteri olsa dahi koyunları çıkartıp gösteriyoruz ; çünkü hayvancılıkla uğraşan kişiler geldiğinde hastalık taşıyıcı olma ihtimallerine karşı gerekli tedbirleri alıyoruz. Hem hayvanın sağlığı için hem de ekonomik kayıplarımızı önlemek için böyle yapıyoruz.


Elinizdeki Irkların En Çok Sevdiğiniz Özelliği Nedir? İyi veya Zor Yönleri Nelerdir?


Çok süt veriyor! Bu ırk çok çeşitli bölgelerde adaptasyon sıkıntısı yaşamadan yetiştirilebiliyor. Çukurova’dan Niğde’nin yaylalarına kadar yetiştirilebilecek bir koyun. Şu an bizim rakımımız 1700 metre. Sütün toptan satış fiyatı 8 TL. Senede 250-300 litre arası süt sağımı yapıyoruz. Adaptasyon sıkıntısı yok. 1.4 oranında ikizlik yakaladık ve ikinci doğumlarda 1.6 gibi bir orana ulaşacağını tahmin ediyoruz.


Bunun dışında koyunlarım duygusal bir bağım var. En ufak tepkime cevap veriyor ve ruh halime göre karşılık veriyorlar. Bu yüzden benim çok hoşuma gidiyor.


Assaf ırkının hastalık açısından öyle büyük bir sıkıntısı yok. Hastalığa dayanıklılığı iyi seviyede. Aşılamamızı düzenli yapıp koruyucu hekimliğe önem veriyoruz. Tanıdığım başka bir Assaf çiftliğinde şu an çiçek salgını çıktı ve çiçek hastalığının temizlenmesi çok zor. Aşılama bu konuda çok önemli.


Assaf ırkı ile ilgili bilgi verecek olursam; günlük maliyeti 6,5-7 TL. Bunun içinde yemler, işçilik, elektrik, su, mazot gibi her türlü giderler var; ama koyun başı 300 litre süt üretiyorum ve litresini 8 TL’den satıyorum. 2400 TL sadece sütten gelir elde ediyorum. Bunu yoğurt olarak değerlendirirsem daha da karlı oluyor. Bu işin püf noktası bence - bölgeye göre değişmekle birlikte- koyun yoğurduna talep çok fazla. Özellikle Ankara, Eskişehir, İstanbul ve Niğde civarında talep çok fazla. Bu da katma değeri yükseltiyor. Süt sığırcılığında mandıra kurup sütünü kendin işleyip satmak biraz zor; çünkü büyük firmalar var ve rekabet etmesi zor. Ama bu iş süt koyunculuğunda çok kolay olduğu için pazarlamada büyük avantaj sağlıyor. 


Genç Üreticilere Tavsiyeleriniz Nelerdir?


Hayvancılığı sevmeden bu sektöre girmek çok yanlış olur; çünkü ahıra giriyorsun kokuyor, sağıma girince üstün kirleniyor. Bunlar sevilmeden yapılacak işler değil. Para için yapılacaksa alternatif başka işler de var.


Profesyonel kişileri bulmaya çalışsınlar profesyonel destek alsınlar. İyi araştırma yapsınlar hatta 1-2 ay staj yapsınlar. 


Hayvancılık Sektöründe En Çok Hangi Konularda Sıkıntılar Yaşıyorsunuz?

Hayvancılık sektöründe en önemli sıkıntılar nitelikli personel, yüksek girdi maliyetlileri...

Kendi işletmemde en büyük sıkıntıyı şu anda ızgara zemin olmamasından dolayı yaşıyoruz. Pazarlaması çok kolay. Koyun sütü ya da kuzu satışlarında peşin para çalışıyoruz. Çok ciddi bir talep var. Lacaune ya da Assaf ırklarına insanlar çok meraklı. Ben Assaf’ı tavsiye ediyorum. Emin olmamakla birlikte Lacaune’da bazı bölgelerde adaptasyon sıkıntısı yaşandığını duydum.

Bazen personel sıkıntılarımız oluyor. Yeni bir alan olduğu için ve koyun çobanları da kapalı sistemimizi bilmediği için bazen personel sıkıntısı yaşıyoruz; fakat eşimin babası çiftliğin başında olduğundan dolayı - sağ olsun - bu konuda tecrübeli. Veteriner hekimimiz var ve düzenli olarak ziyaretlerde bulunuyor. Bu açıdan çok sıkıntı yaşamıyoruz.


Tarım Bakanı Olsaydınız Yapacağınız İlk 3 Şey Ne Olurdu?

İlk olarak piyasaya müdahalenin azaltılmasını isterdim; çünkü pek olumlu sonuçlar doğurmuyor. İşletmecilik bilgilerimden dolayı piyasayı kendi haline bırakmanın daha doğru olacağını söyleyebilirim. Daha fazla destekten ziyade, etkin bir bilgi havuzu bölgeye göre en verimli sonuçların nasıl alınacağına dair nitelikli çiftçilerin yetiştirilmesi.

Bitkisel üretim açısından konuşacak olursam; sulama sistemlerinde damlama ve yağmurlama sulamayı şart koşmak lazım.


Üçüncü olarak da suyun en verimli kullanılacağı ürünleri bir şekilde yaygınlaştırmak lazım. Türkiye’de şekerpancarı ve patates üretmek mantıklı değil. Rusya’dan çok daha ucuza alabiliyoruz onları ve su harcamıyoruz. Kullanılan su ve araziye göre katma değeri çok daha yüksek bir ürün olduğu için meyve bahçeciliği bunun yerine çok daha avantajlı. Tabi her bölgenin farklı sorunları var. Bunları Niğde açısından değerlendiriyorum. 


Bunun dışında Kooperatifçilik konusunda bir program yapabilirdim. Ben Avrupa’da çok kooperatif gezdim. Birlikten güç doğuruyorlar ve ürünlerini çok daha değerli bir şekilde satabiliyorlar. Fakat bizim ülkemizde Kooperatifçilik çok zayıf. Bu durumun kültürümüzden kaynaklandığını düşünüyorum.


Kuzu veya Damızlık Satışlarınız Hangi Zamanlarda?


Yılda 2 dönemimiz oluyor. Bahar ve sonbahar döneminde koç katıyoruz. Yıl boyu üretimi sağlıyoruz. şubat-martta doğan kuzuları ertesi sene aynı aylarda koç olarak ya da damızlık dişi olarak satabiliyoruz. Bu ırkın gelişimi yerli koyunlara göre daha güçlü onun için daha erken yaşta damızlık olarak kullanabiliyoruz.


Tarım ve Hayvancılık Konusunda bulunduğunuz Şehirde En Büyük Eksiklik Nelerdir?

En büyük eksiklik bilgi eksikliği. Üreticiler çok bilgisiz ve finansal imkânları çok zayıf. Bu açıdan sıkıntı yaşadıklarından dolayı bayilerinin ellerine düşüyorlar. Onlar da istediği fiyattan satış yapıyor. Aracılar maliyetleri gereksiz yere artırıyor.

Niğde’de hayvancılık adına Tarım Kredi Kooperatiflerinin daha güçlü olmasını isterdim. Hem alım da hem satışta kooperatif sistem çok daha avantajlı. 


Farmow İçin Bir Öneriniz Var mı?


Çeşitli bilgiler var röportajlar var bu çok güzel. Sürü yönetim programı da varmış sanırım. Çiftliğin giderleri hakkında bir çalışma olabilir. Yem gideri, işçilik, elektrik su gibi çiftlik giderleri hakkında bir çalışma olacak mı bilmiyorum; ama yapılabilir.


Assaf Koyunu ile Nasıl Tanıştınız? 


2015’te şirkette görev aldığımda araştırma ve rapor hazırlamam istendi. Sığır sütçülüğünde bazı problemler olduğunu öğrendim. Sütü satın alan bazı tüccarlar var ve onlara vermek zorundasınız. Piyasa fiyatları da malum…


Ama süt koyunculuğunda tüm şartlar sizin lehinize. Sütün fiyatını istediğiniz gibi belirleyebiliyorsunuz. Biz 7 TL’den başlamıştık ve sözleşme yapmamış olsam 9 TL’ye satabilirdim. Sütlerimiz yoğurt olarak değerlendiriliyor. Bu ırkla tanışmam 2015’te başladı. Daha sonra tv programı izledim ve bu şekilde başladık. Yarım yamalak bilgiler ile ilerledik. Sonra daha iyi incelemeler yaptım. İspanyol sitelerinde araştırmalar yaptım. Gerçekten de ortalama bir sürüden 350-400 litre arasında sağım yapılabiliyor, hatta daha kaliteli sürülerden daha da yüksek verimlerin elde edildiğini öğrendim. Laktasyonda sürü ortalamalarının 700 800 lt olan çiftliklerden haberim var. 


Assaf Koyununun Adaptasyonu Hakkında Neler Söyleyebilirsiniz?


Assaf’ı, İvesi kanından dolayı tercih ettim. Mesela Doğu Friz vardı. (Alman koyunu) Onu da düşündük; ama onda büyük sürü kuramazdık. Hem de adaptasyon yeteneğinden emin olamadık. Assaf koyununun ataları olan İvesi, Suriye’nin, Irak’ın çöllerinde dahi oluyor, Erzurum’da da oluyor. Yani yüksek rakımlara karşı da adaptasyonunun iyi olduğunu biliyorduk. Ondan dolayı tercih ettik. Bu ikinci kışımız ve iklimsel şartta hiçbir sıkıntı yaşamadık.


Yem Konusunda Sıkıntılar Var mı?


Bu seneyi saymadan genel olarak düşünürsem; yem fiyatları oldukça yüksek. Ya ithalata açacaklar ya da başka çalışmalar yapılacak, bilmiyorum. Hayvan üreticileri kendi yemlerini kendileri üretirse çok daha avantajlı olur; ama bu bölgesine göre değişiklik gösterebiliyor. Mesela benim bulunduğum bölgede hayvan yemi üretmek çok avantajlı değil; çünkü kurak bir bölge. Elektrikli pompalarla sulama yapıyoruz, gübre atıyoruz… Burada meyvecilik daha ön planda. Yani, dekar başına kazanılan parayı değerlendirdiğimde meyveciliğin daha avantajlı olduğunu öğrendim. Ben tarlalarımı meyve bahçesi yaptım. Yemimi ise hazır alıyorum.




Hazirlayan: Eda Vanlıoğlu
Edit: Suleyman Akcapinar


Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.